CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün Bulgaristan HÖH Eş Genel Başkanı Cevdet Çakırov ve beraberindeki heyet ile CHP Genel Merkezi’nde bir ortaya geldi. Özel’e; Dışişleri Bakanlığından Sorumlu Genel Lider Yardımcısı İlhan Uzgel, Hazine ve Maliye Bakanlığından Sorumlu Genel Lider Yardımcısı Yalçın Karatepe, Bursa Milletvekili Hasan Öztürk ve Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun’dan oluşan CHP heyeti eşlik etti.

CHP Lideri Özel, heyetlerarası gerçekleşen görüşmenin akabinde 27 Ekim’de Bulgaristan’da yapılacak genel seçimler için davet yaptı. Özel, şunları söyledi:

“Değerli Bulgaristan Türkü ve ikili vatandaş kardeşlerimiz, büyüklerimiz; Ekim’in 27’sinde Bulgaristan’da seçimler var. Her seçim değerli lakin Bulgaristan’da bu seçim her zamankinden kıymetli. İkili vatandaş olan herkes Bulgaristan seçimleri için oy kullanabiliyor. İstanbul, Bursa, İzmir, Tekirdağ yüklü olmak üzere, çok sayıda vilayetimizde sandıklar kurulacak. Oy kullanma imkanı var. Vilayet başkanlıklarımızdan Bulgaristan seçimlerine iştirakin yükselmesi ve oradaki Bulgaristan Türkü vatandaşlarımızın en güzel halde temsil edilebilmeleri, haklarının yenilmemesi için bu seçime katılmalarını çok önemsiyoruz. Bunun için sözüme bedel veren tüm Bulgaristan Türklerini, tüm ikili vatandaşları oy kullanmaya davet ediyoruz. 27 Ekim günü, oy kullanma konusunda hangi talep varsa bizler tarafından karşılanacak. Onun için CHP’nin ilçe başkanlıklarına, vilayet başkanlıklarına başvurabilirsiniz.”

“ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPACAĞIZ”

Özel kelamlarına şöyle devam etti: 

“Ayrıca bu seçimde, Türkiye’deki tüm partilerin de bizim üzere Bulgaristan’daki HÖH’ü ve HÖH İttifakı’nı desteklediklerini, oradaki seçimlerde oy kullanma oranını artırmak istediklerini düşünüyoruz. Yani bu bir Türkiye içinde parti sorunu değil, Türkiye’de hangi partiye gönül vermiş olursa olsun herkesin sandığa gitme ve oyunu verme problemidir. Biz CHP olarak üzerimize düşeni yapacağız. Tüm partilerin de tıpkı halde katkı sağlayacağına inanıyoruz. 27 Ekim günü herkesi Bulgaristan seçimleri için oy kullanmaya davet ediyoruz.”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Lideri Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin yeni yasama yılındaki birinci gup toplantısında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu.

Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şu halde:

* Pahalı vekil arkadaşlarım, saygıdeğer konuklar, basınımızın kıymetli temsilcileri bugün TBMM’nin 28. devir 3. yasama yılını hem birinci küme toplantısını yapacağız hem de 15 itibariyle genel heyetin gerçekleşmesi ile yasama çalışmalarına başlayacağız. Hepinizi selamlıyor, en âlâ dileklerimi sunuyorum.

TBMM’NİN YENİ DEVİR AÇILIŞI

* Toplantımızı takip eden tüm vatandaşlarımıza sevgi ve selamlarımı iletiyorum. 3 yasama yılının siyasi partilere, ülkemize ve milletimize güzel olmasını temenni ediyorum. Vekillerimize muvaffakiyetler diliyorum.

* Birliğin zayıfladığı devirlerde felaketlerin yaşandığı görülecektir. Geçmişten istifade ederek geleceğin koordinatlarını çizmek ileri görüşlü toplum ve milletlerin harcıdır. İkinci el inançların ve yıkıcı fikirlerin sonu yoktur. Kamplara ayrışmış fikirlerin ortak geleceğe dayanak vermesi hayal ötesi durumdur.

“YOL YAKINKEN HERKES ELİNİ HASIMLIK TETİĞİNDEN ÇEKMELİ”

* Ülkemizi pençesine alan tehlikeli akıntının önünü almak lazım. Adalet ve hakkaniyetin kelamını eden çok olsa da sadık kalan çok sayıda azdır. İnsan hak ve hukuku ayaklar altındadır. Kardeşçe yaşamak varken birbirimizi hırpalayıp şeytanlaşarak ömür gaflettir. Yol yakınken herkes elini hasımlık tetiğinden çekmeli. Öteki Türkiye yoktur. Öteki bir bölgede sığıntı üzere gezeceğim bir yer yoktur. Türk milletinin her ferdi birbirine sıkı sıkı bağlamakla mükelleftir. Yalnızca cami ve düğün alaylarında değil, hayatın her alanında direniş göstermeliyiz. Türk milleti büyük ve güçlü bir ailedir. En emin, en merhametli sığınağımızdır. Değişim kisvesi altında, kaynak ve kök kıymetlerinden kopmak bize nazaran değildir. Ateşin ortasından kıvılcım saymak hiç kimseye bir şey kazandırmaz. Artık bir mukadderat ve karar anında bulunuyoruz. 

“YENİ DÜNYA NİZAMI KİSVESİ ALTINDA ZULÜM TAARRUZA GEÇMİŞTİR”

* Yeni dünya nizamı kisvesi altında zulüm taarruza geçmiştir. İnsani krizler, tıpkı bir volkan ağzı üzere patlamaktadır. Maalesef adalet, ahlak ve anlayış yörüngesinden ayrılmıştır. Beşeriyet adil ve cesaretli sisteme aç ve muhtaçtır. Demokrasi kalpazanları, siyasi dolandırıcılar, emperyalizmin damga yemiş uşakları, kaotik dünyaya karşı ulusal duruşumuz ortadadır. Operasyon kovanından siyasi menfaat arayışı namuslu insan ve siyasetçi hali olamaz. Bu niyetlerimi hiçbir karşılık beklemeksizin lisana getirdiğimi aziz milletim çok âlâ bilmelidir.

* Çağın gerisinde kalmak, gönül köprülerini yıkmak herkesi uyarıyorum ki tarihin harabelerine karışmakla eş manalıdır. Güçlenmiş vahşet, global sömürgecilik yalnızca Türk İslam alemine değil beşeriyetin tamamına pusu kurmuştur.

“ŞANSINI DENEMEK İSTEYEN GELSİN”

* Dünyada gelir adaletsizliği sürerken buna bir de çatışmalar, savaşlar, telaşlı bekleyişler eklenmiştir. İnsani krizler volkan ağzı üzere patlamaktadır. Yerküreyi ümitsizliğe sevk eden statükonun esaslı tasfiyesi gerekmektedir. Sarsılmaya çalışan ve dağıtılmaya çalışılan iç cephemiz, ulusal birliğimizdir. Ölümüz şehit, dirimiz yiğit, direncimiz fevkaladedir. Bahtını denemek isteyen varsa buyursun gelsin.

“SAKIN OLA TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURUCU PRENSİPLERİ ÜZERİNDE TAHRİBATLA OYNAMAYA HEVES EDİLMESİN”

* Bizi birbirimize düşürmeyi planlayanların boğazına dururuz, durmadık diyelim yağlı urgan olup boğazlarına dolanırız. Fırsat kollayanların kulaklarında bu sözlerimin çınlaması tavsiyemdir. Sakın ola Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu prensipleri üzerinde tahribatla oynamaya heves edilmesin. Geçersiz ve sanal gündemlere kaptıracak yakamız yoktur. Saklanıp sinecek korkak bir meşrep bizde yok. Toplumsal medya suikastlarına boyun eğecek fıtrat bizde hiç yoktur. Devşirilmiş ve demlenmiş fosillere meydanı boş bırakmayacağız.

“ORTA DOĞU’DA İNSANLIK CAN ÇEKİŞİYOR”

* Gazze’de imdat ve yardım çığlıklarını duyan Türkiye dışında duyan son derece azdır. Bölgesel savaşın çıkıp çıkmayacağını beklemek nedir? Savaş çıkacağı kadar çıkmıştır. İsrail’in denetimden çıkan haydut devlet örneğinin sürümüdür. İsrail terör devleti Orta Doğu’nun tamamına musallat oldu. Hizbullah lideri Nasrallah ve Hamas başkanının suikastı ortadadır. BM’nin bu duruma müdahale niyeti bile yoktur. Döktüğü kanlara BM’yi alet edecek kadar pervasızdır. Netanyahu’yu alkışlayanlar, insanlık deforları olarak hafızalara kazınmaktadır.

“BMGK YİNE ISLAHAT EDİLMELİ”

* BMGK bu haliyle devamı hiçbir bedelle örtüşmeyecek esamettedir. BMGK mevcut yapılanması meşruiyet meseleleri yaşandığına ve eksiklik olduğuna işarettir. Tarihî sürece bakıldığında veto haklarını kritik vakitlerde müdahale edilmesi niyetleri ortaya koymaktadır. BMGK yine ıslahat edilmeli. Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulunun işlevsel yapısı değişmeli, aksi halde BM Genel Heyet toplantılarının boykotu gündeme alınmalıdır. Ülkelerin eşit iştiraki konuşulmalıdır.

MÜSLÜMAN DEVLETLERE TEPKİ

* BM’de haritalarla çıkıp haritalarda Netanyahu’nun terör devleti kurma eforuna isimlerin başlarında Buyruk, Sultan olanların sessizliği neden susmaktadır. Ayıp, günah, yazık değil midir? Ne vakit birlik meşalesi yakılacaktır. Sivil ve suçsuz beşerler ölürken rahat uyku uyumak haram değil midir? Dünya 5 ülkenin ağzına bakmaktan kuırtulmalı. İslam ülkeleri de sesini yükseltmelidir. 

YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI

* Bu yasama yılında yeni anayasanın ele alınacağını düşünüyorum. Sivil anayasayı kazandırmak yeni yüzyılın en büyük başarısı olacaktır. Sorumluluk şuuru ile harekete geçmemiz gerekiyor. Öğretmenlik meslek kanını ile 9. yargı paketinin kısa müddette yasalaşacağına inanıyorum. MHP milletimize verdiği sözleri birer birer tutacaktır. İttifakımız Türkiye Yüzyılının bayraktarıdır. 

SİNAN ATEŞ DAVASI DİYEMEDİ: ‘MALUM DAVA…’

* Bu tuhaf üsluba bakın ki kendi ittifakına yeterliler bizim ittifakımıza berbatlar demesi yüzsüzlüktür. Ne kadar Türkiye tersi varsa bir olmuş görülen bir cinayet davası ile MHP’yi onursuzca suçlamaya kalkmıştır. 

ÖZGÜR ÖZEL’İ GAYE ALDI

* Bazı parti genel liderleri, kifayetsiz muhabirler ayak üstü mahkeme kurup savcı ve hakim rolüne soyunup arkadaşlarımızı yargılamaya girişmiştir. Evvel aynaya bakacaklar, erdem ve haysiyetleri el verdiği ölçüde konuşacaklar. Malum davanın duruşmalarını dikkatle takip etmekteyiz. Bizim için kafidir. MHP’ye organize Pensilvanya operasyonu çekenlere MHP ve ideal ocaklarını çiğnetmem. Alayını birden heyecanla beklerim. Özgür Özel, iddialıların şahsın üzere çürüktür.

“HALK TV VE CHP, AYAĞINIZI DENK ALIN”

* Herkes haddini bilsin, hudut ihlalinden kaçınsın. Kapımızın önünde baykuş öttürmeyiz, akbabaların da kanatlarını yolarız. Halk TV ve CHP, ayağınızı denk alın. 4 soytarı muhabir ile MHP’yi sorgulayamazsınız.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Lideri Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin yeni yasama yılındaki birinci gup toplantısında gündeme ait değerlendirmelerde bulunuyor.

Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şu formda:

* Bedelli vekil arkadaşlarım, saygıdeğer konuklar, basınımızın kıymetli temsilcileri bugün TBMM’nin 28. periyot 3. yasama yılını hem birinci küme toplantısını yapacağız hem de 15 itibariyle genel şuranın gerçekleşmesi ile yasama çalışmalarına başlayacağız. Hepinizi selamlıyor, en uygun dileklerimi sunuyorum.

TBMM’NİN YENİ DEVİR AÇILIŞI

* Toplantımızı takip eden tüm vatandaşlarımıza sevgi ve selamlarımı iletiyorum. 3 yasama yılının siyasi partilere, ülkemize ve milletimize iyi olmasını temenni ediyorum. Vekillerimize muvaffakiyetler diliyorum.

* Birliğin zayıfladığı devirlerde felaketlerin yaşandığı görülecektir. Geçmişten istifade ederek geleceğin koordinatlarını çizmek ileri görüşlü toplum ve milletlerin harcıdır. İkinci el inançların ve yıkıcı niyetlerin sonu yoktur. Kamplara ayrışmış fikirlerin ortak geleceğe takviye vermesi hayal ötesi durumdur.

“YOL YAKINKEN HERKES ELİNİ HASIMLIK TETİĞİNDEN ÇEKMELİ”

* Ülkemizi pençesine alan tehlikeli akıntının önünü almak lazım. Adalet ve hakkaniyetin kelamını eden çok olsa da sadık kalan çok sayıda azdır. İnsan hak ve hukuku ayaklar altındadır. Kardeşçe yaşamak varken birbirimizi hırpalayıp şeytanlaşarak ömür gaflettir. Yol yakınken herkes elini hasımlık tetiğinden çekmeli. Öteki Türkiye yoktur. Diğer bir bölgede sığıntı üzere gezeceğim bir yer yoktur. Türk milletinin her ferdi birbirine sıkı sıkı bağlamakla mükelleftir. Yalnızca cami ve düğün alaylarında değil, hayatın her alanında direniş göstermeliyiz. Türk milleti büyük ve güçlü bir ailedir. En emin, en merhametli sığınağımızdır. Değişim kisvesi altında, kaynak ve kök kıymetlerinden kopmak bize nazaran değildir. Ateşin ortasından kıvılcım saymak hiç kimseye bir şey kazandırmaz. Artık bir baht ve karar anında bulunuyoruz. 

“YENİ DÜNYA TERTİBİ KİSVESİ ALTINDA ZULÜM TAARRUZA GEÇMİŞTİR”

* Yeni dünya nizamı kisvesi altında zulüm taarruza geçmiştir. İnsani krizler, tıpkı bir volkan ağzı üzere patlamaktadır. Maalesef adalet, ahlak ve anlayış yörüngesinden ayrılmıştır. Beşeriyet adil ve cesaretli tertibe aç ve muhtaçtır. Demokrasi kalpazanları, siyasi dolandırıcılar, emperyalizmin damga yemiş uşakları, kaotik dünyaya karşı ulusal duruşumuz ortadadır. Operasyon kovanından siyasi menfaat arayışı namuslu insan ve siyasetçi hali olamaz. Bu fikirlerimi hiçbir karşılık beklemeksizin lisana getirdiğimi aziz milletim çok uygun bilmelidir.

* Çağın gerisinde kalmak, gönül köprülerini yıkmak herkesi uyarıyorum ki tarihin harabelerine karışmakla eş manalıdır. Güçlenmiş vahşet, global sömürgecilik yalnızca Türk İslam alemine değil beşeriyetin tamamına pusu kurmuştur.

“ŞANSINI DENEMEK İSTEYEN GELSİN”

* Dünyada gelir adaletsizliği sürerken buna bir de çatışmalar, savaşlar, korkulu bekleyişler eklenmiştir. İnsani krizler volkan ağzı üzere patlamaktadır. Yerküreyi ümitsizliğe sevk eden statükonun esaslı tasfiyesi gerekmektedir. Sarsılmaya çalışan ve dağıtılmaya çalışılan iç cephemiz, ulusal birliğimizdir. Ölümüz şehit, dirimiz yiğit, direncimiz fevkaladedir. Talihini denemek isteyen varsa buyursun gelsin.

“SAKIN OLA TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURUCU PRENSİPLERİ ÜZERİNDE TAHRİBATLA OYNAMAYA HEVES EDİLMESİN”

* Bizi birbirimize düşürmeyi planlayanların boğazına dururuz, durmadık diyelim yağlı urgan olup boğazlarına dolanırız. Fırsat kollayanların kulaklarında bu sözlerimin çınlaması tavsiyemdir. Sakın ola Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu prensipleri üzerinde tahribatla oynamaya heves edilmesin. Düzmece ve sanal gündemlere kaptıracak yakamız yoktur. Saklanıp sinecek korkak bir meşrep bizde yok. Toplumsal medya suikastlarına boyun eğecek fıtrat bizde hiç yoktur. Devşirilmiş ve demlenmiş fosillere meydanı boş bırakmayacağız.

“ORTA DOĞU’DA İNSANLIK CAN ÇEKİŞİYOR”

* Gazze’de imdat ve yardım çığlıklarını duyan Türkiye dışında duyan son derece azdır. Bölgesel savaşın çıkıp çıkmayacağını beklemek nedir? Savaş çıkacağı kadar çıkmıştır. İsrail’in denetimden çıkan haydut devlet örneğinin sürümüdür. İsrail terör devleti Orta Doğu’nun tamamına musallat oldu. Hizbullah lideri Nasrallah ve Hamas başkanının suikastı ortadadır. BM’nin bu duruma müdahale niyeti bile yoktur. Döktüğü kanlara BM’yi alet edecek kadar pervasızdır. Netanyahu’yu alkışlayanlar, insanlık deforları olarak hafızalara kazınmaktadır.

“BMGK TEKRAR ISLAHAT EDİLMELİ”

* BMGK bu haliyle devamı hiçbir pahayla örtüşmeyecek esamettedir. BMGK mevcut yapılanması meşruiyet meseleleri yaşandığına ve eksiklik olduğuna işarettir. Tarihi sürece bakıldığında veto haklarını kritik vakitlerde müdahale edilmesi niyetleri ortaya koymaktadır. BMGK yine ıslahat edilmeli. Aksi halde toplantılar gündeme alınmalı. Ülkelerin eşit iştiraki konuşulmalıdır.

MÜSLÜMAN DEVLETLERE TEPKİ

* BM’de haritalarla çıkıp haritalarda Netanyahu’nun terör devleti kurma uğraşına isimlerin başlarında Buyruk, Sultan olanların sessizliği neden susmaktadır. Ayıp, günah, yazık değil midir? Ne vakit birlik meşalesi yakılacaktır. Sivil ve saf beşerler ölürken rahat uyku uyumak haram değil midir? Dünya 5 ülkenin ağzına bakmaktan kuırtulmalı. İslam ülkeleri de sesini yükseltmelidir. 

AYRINTILAR GELECEK…

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Lideri Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin yeni yasama yılındaki birinci gup toplantısında gündeme ait değerlendirmelerde bulunuyor.

Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şu halde:

* Kıymetli vekil arkadaşlarım, saygıdeğer konuklar, basınımızın pahalı temsilcileri bugün TBMM’nin 28. devir 3. yasama yılını hem birinci küme toplantısını yapacağız hem de 15 itibariyle genel şuranın gerçekleşmesi ile yasama çalışmalarına başlayacağız. Hepinizi selamlıyor, en uygun dileklerimi sunuyorum.

TBMM’NİN YENİ PERİYOT AÇILIŞI

* Toplantımızı takip eden tüm vatandaşlarımıza sevgi ve selamlarımı iletiyorum. 3 yasama yılının siyasi partilere, ülkemize ve milletimize güzel olmasını temenni ediyorum. Vekillerimize muvaffakiyetler diliyorum.

* Birliğin zayıfladığı periyotlarda felaketlerin yaşandığı görülecektir. Geçmişten istifade ederek geleceğin koordinatlarını çizmek ileri görüşlü toplum ve milletlerin harcıdır. İkinci el inançların ve yıkıcı fikirlerin sonu yoktur. Kamplara ayrışmış niyetlerin ortak geleceğe takviye vermesi hayal ötesi durumdur.

“YOL YAKINKEN HERKES ELİNİ HASIMLIK TETİĞİNDEN ÇEKMELİ”

* Ülkemizi pençesine alan tehlikeli akıntının önünü almak lazım. Adalet ve hakkaniyetin kelamını eden çok olsa da sadık kalan çok sayıda azdır. İnsan hak ve hukuku ayaklar altındadır. Kardeşçe yaşamak varken birbirimizi hırpalayıp şeytanlaşarak hayat gaflettir. Yol yakınken herkes elini hasımlık tetiğinden çekmeli. Diğer Türkiye yoktur. Öteki bir bölgede sığıntı üzere gezeceğim bir yer yoktur. Türk milletinin her ferdi birbirine sıkı sıkı bağlamakla mükelleftir. Yalnızca cami ve düğün alaylarında değil, hayatın her alanında direniş göstermeliyiz. Türk milleti büyük ve güçlü bir ailedir. En emin, en merhametli sığınağımızdır. Değişim kisvesi altında, kaynak ve kök bedellerinden kopmak bize nazaran değildir. Ateşin ortasından kıvılcım saymak hiç kimseye bir şey kazandırmaz. Artık bir baht ve karar anında bulunuyoruz. 

“YENİ DÜNYA SİSTEMİ KİSVESİ ALTINDA ZULÜM TAARRUZA GEÇMİŞTİR”

* Yeni dünya sistemi kisvesi altında zulüm taarruza geçmiştir. İnsani krizler, tıpkı bir volkan ağzı üzere patlamaktadır. Maalesef adalet, ahlak ve anlayış yörüngesinden ayrılmıştır. Beşeriyet adil ve bahadır nizama aç ve muhtaçtır. Demokrasi kalpazanları, siyasi dolandırıcılar, emperyalizmin damga yemiş uşakları, kaotik dünyaya karşı ulusal duruşumuz ortadadır. Operasyon kovanından siyasi menfaat arayışı namuslu insan ve siyasetçi hali olamaz. Bu niyetlerimi hiçbir karşılık beklemeksizin lisana getirdiğimi aziz milletim çok güzel bilmelidir.

* Çağın gerisinde kalmak, gönül köprülerini yıkmak herkesi uyarıyorum ki tarihin harabelerine karışmakla eş manalıdır. Güçlenmiş vahşet, global sömürgecilik yalnızca Türk İslam alemine değil beşeriyetin tamamına pusu kurmuştur.

“ŞANSINI DENEMEK İSTEYEN GELSİN”

* Dünyada gelir adaletsizliği sürerken buna bir de çatışmalar, savaşlar, korkulu bekleyişler eklenmiştir. İnsani krizler volkan ağzı üzere patlamaktadır. Yerküreyi ümitsizliğe sevk eden statükonun esaslı tasfiyesi gerekmektedir. Sarsılmaya çalışan ve dağıtılmaya çalışılan iç cephemiz, ulusal birliğimizdir. Ölümüz şehit, dirimiz yiğit, direncimiz harikuladedir. Talihini denemek isteyen varsa buyursun gelsin.

“SAKIN OLA TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURUCU UNSURLARI ÜZERİNDE TAHRİBATLA OYNAMAYA HEVES EDİLMESİN”

* Bizi birbirimize düşürmeyi planlayanların boğazına dururuz, durmadık diyelim yağlı urgan olup boğazlarına dolanırız. Fırsat kollayanların kulaklarında bu sözlerimin çınlaması tavsiyemdir. Sakın ola Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu prensipleri üzerinde tahribatla oynamaya heves edilmesin. Uydurma ve sanal gündemlere kaptıracak yakamız yoktur. Saklanıp sinecek korkak bir meşrep bizde yok. Toplumsal medya suikastlarına boyun eğecek fıtrat bizde hiç yoktur. Devşirilmiş ve demlenmiş fosillere meydanı boş bırakmayacağız.

AYRINTILAR GELECEK…

Diyarbakır’ın Tavşantepe Köyü’nde kaybolduğu izlenimi  verildikten 19 gün sonra cansız vücudu bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın, iki Bakanlık ortasında krize neden olduğu sav edildi. 

T24 müellifi Tolga Şardan, şüphelilerin savcılıkta alınan sözlerinin süratle kamuoyuna sızması, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ortasında tansiyon yarattı ve iki bakanlık ortasında soğukluk yaşanmasına yol açtığını yazdı.

İFADELERİN SIZMASI BAKANLAIR KARŞI KARŞIYA GETİRDİ

“Soruşturmayla ilgili birinci andan itibaren şüphelilerin savcılıkça alınan tabirlerinin ‘bir şekilde’ kamuoyuna yansıması iki bakanlık ortasında ismi konulmamış krize neden oldu. Hatta bu krizi, bakanlık bürokrasisinin dışında bakanlar seviyesinde düşünmek mümkün. Şöyle ki, birinci günden itibaren sözler ve metinlerin, iktidar yanlısı yahut muhalif medya ayrımı olmaksızın sızması İçişleri Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı’nı karşı karşıya getirdi” tabirlerini kullanan Şardan, yazısını şöyle sürdürdü:

BAKAN YERLİKAYA VE BAKAN TUNÇ ORTASINDA KRİZ

“Gerek soruşturmanın içeriği ve ulaşacağı boyut, gerekse nasıl sonuçlanacağı bir kenara, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile Adalet Bakanı Yılmaz Tunç arasında, ben ‘limonilik’ diyeyim, siz ‘kriz’ diye nitelendirin lakin ‘soğukluk’ var bir müddettir. Soğukluğun muhtemel münasebeti kamu güvenliğinin sağlanmasında yeknesaklığın olmaması üzere duruyor. Lakin ardında öbür bir münasebet var mı, şimdi bilmiyorum. ‘Polis yakalıyor, adliye bırakıyor’ sıkıntısı üzere duruyor şimdilik.”

THTM Yürütme Kurulu Sözcüsü Prof. Dr. Oğuz Oyan’ın iştirakiyle yapılan toplantıda THTM’nin bağımsızlık, laiklik ve emeğin haklarını savunan çizgisi vurgulanırken NATO tersi gayretin devam edeceği belirtildi.

Oğuz Oyan, Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin (THTM) 6 Ocak 2024’te kurulduğunu ve Cumhuriyetçi, sol-sosyalist bölümlerin bir ortaya gelmesini sağlayarak Türkiye’de bağımsızlıkçı, laik ve emekten yana bir hareket oluşturmayı hedeflediklerini belirtti. Meclisin kuruluş sürecinin geçtiğimiz sonbaharda İstanbul, Ankara ve İzmir üzere büyük kentlerde yapılan hazırlık toplantılarıyla başladığını belirten Oyan, 6 Ocak’ta gerçekleştirilen birinci genel konseyin resmi olarak faaliyetlerin başlangıcı olduğunu söyledi.

GENEL KONSEY 6 EKİM’DE

THTM’nin kuruluş prensiplerinin bağımsızlık, laiklik ve emeğin cumhuriyetini inşa etmek olduğunu belirten Oyan, bu gaye doğrultusunda meclisin tertipli olarak üç ayda bir genel şura yaptığını ve bu toplantılarda Türkiye’nin gündemindeki kıymetli sıkıntılara yönelik stratejiler geliştirdiğini lisana getirdi. Birinci genel heyet 6 Ocak’ta yapılmış, ikinci genel heyet ise 21 Nisan’da gerçekleştirilmişti. Oyan, üçüncü genel heyetin da 6 gün sonra, 6 Ekim Pazar günü yapılacağını duyurdu.

THTM’nin dikkat çeken etkinliklerinden biri de NATO’ya ve emperyalizme karşı düzenlenen yürüyüş oldu. Oyan, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde İstanbul’dan başlayan ve Adana’daki İncirlik Üssü’nde sona eren yürüyüşün muvaffakiyetle tamamlandığını ve bu aksiyonun ülke çapında büyük yankı uyandırdığını belirtti.

İYİ Parti Genel Lideri Müsavat Dervişoğlu, Ankara’daki gazete ve televizyon temsilcileriyle bir ortaya gelerek gündemi kıymetlendirdi. Dervişoğlu, Türkiye’nin içinden geçtiği periyoda ait şu değerlendirmeyi yaptı:

“Son 22 yılın izleri ülkemizin hem ekonomik hem de toplumsal yapısında derin yaralar açtı. Toplumun her kesiti bu yozlaşmayı derinden hissediyor lakin bu süreç tıpkı vakitte Türkiye’nin de bir yenilenmeye mecbur olduğu gerçeğini açıkça ortaya koyuyor. Ülkece bu tahribatı onarmamız, geleceğimizi sağlam temeller üzerine inşa etmemiz gerekiyor. Bugün eski sistemlerle geçmişin siyasetleriyle ilerlemek ne yazık ki mümkün görünmüyor. Yeni oluşacak dünya tertibinde yer almak istiyorsak ülke olarak da yenilenmek mecburiyetindeyiz.”

‘SİYASETE YENİ BAKIŞ’

Türkiye’nin ekonomik, toplumsal ve siyasal alanda esaslı bir değişime gereksinimi olduğunu belirten Dervişoğlu, “Her alanda tekrar yapılanmaya gereksinimimiz var. Bu değişimi başarmanın yolu ise her şeyden önce yenilenmeye ve yeniliğe açık olmaktan geçiyor. Elbette bu saydığım değişim rüzgârları siyaseti de içine alıyor, onu da kapsıyor. Siyasetin de dönüşümü artık kaçınılmazdır” dedi.

Merkez siyasetin tekrar inşasına yönelik yaptığı çağrıyı anımsatan Dervişoğlu, “Merkez siyaset her vakit makul olanın, ortak aklın ve sağduyunun sesi oluştur. Toplumu kutuplaştıran siyaset anlayışının yerine; birleştirici, bütünleştirici, kavrayıcı bir siyaset anlayışı gereklidir. Benim çağrım Türkiye’nin her bireyinedir. Ortak akılla ve sağduyuda buluşma davetinden ibaret bir bakış açısıdır” sözlerini kullandı.

‘ERDOĞAN ADAY OLAMAZ’

Dervişoğlu, soru üzerine Erdoğan’ın anayasanın 101. unsuru uyarınca yine aday olamayacağını söyledi. Dervişoğlu, “Erken seçim düzleminde Erdoğan’ın adaylığını gündeme getirmek anayasanın etrafında dolaşmaktır. Anayasanın 101. unsuru ortada” dedi.

Kendilerinin tek adam sistemini tahkim etmeyi hedefleyen bir anayasa teklifini desteklemeyeceklerini lisana getiren Dervişoğlu, “İmamoğlu’na siyasi yasak tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna, “Devam eden dava ile ilgili konuşmak istemem. Eleştirdiğimi yapmak istemem. Adaleti töhmet altına bırakır” diye cevap verdi.

Çalıştaya CHP Genel Lideri Özgür Özel, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Lideri Prof. Dr. Alpay Azap ile MK üyeleri, Ankara Tabip Odası Lideri Dr. Mine Coşkun, CHP Sıhhat Alanından Sorumlu Genel Lider Yardımcısı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz’ın yanı sıra çok sayıda genel lider yardımcıları, Çankaya Belediye Lideri Hüseyin Can Güner, Türk Eczacılar Birliği Lideri Arman Üney, Türk Veteriner Hekimleri Birliği Prof. Dr. Murat Arslan, tabip odaları liderleri ile tabip sendikalarından temsilcileri katıldı.

Çalıştayın açılışını yapan Şahbaz, “Paran kadar sıhhat değil, her vatandaş için eşit, nitelikli ve ulaşılabilir sıhhat hizmeti üzerinden tanımlanan sıhhat sistemini daima birlikte kuracağız” dedi. CHP lideri Özel de konuşmasında sıhhat alanında geminin tam manasıyla karaya oturduğunu kaydetti. Özel, “İktidar olduğumuzda Türkiye’nin sıhhat siyasetlerini bu salonun ortak aklı yönetecek. Bu meseleler kökünden çözülecektir. Hastaneler milletin, hizmet etme misyonu devletin, onuru ile yaşama hakkı da bu milletindir” tabirlerini kullandı.

‘BİLİMLE YÖNETİM EDİLMİYOR’

Sağlık alanının tam bir meseleler yumağına dönüştüğünü söyleyen TTB Başkanı Azap, “Halkın sağlığı giderek berbata gidiyor. Bunun en kıymetli nedeni Sıhhatte Dönüşüm Programı. Tüm dünyada sıhhatte muvaffakiyet elde etmiş ülkeler, sıhhate ayırdıkları parayla değil, aslında birinci basamak sıhhat hizmetlerine verdikleri paha ve kıymetle öne çıkmış ülkeler. Bilim bize bunu söylüyor ve bilimsel ortamda açıkçası bununla ilgili hiçbir tartışma yok. Ancak hepimiz yaşıyoruz, malesef ülkemiz akıl ve bilimle yönetim edilmiyor” tabirini kullandı.

CHP Bursa Milletvekili Halk Sıhhati Profesörü Dr. Kayıhan Pala, kamucu ve herkese eşit, fiyatsız ve nitelikli sıhhatin sunulmasının değerine değinerek, “Birinci, ikinci ve üçüncü basmaklı bir sevk zincirinin hayata geçirilmesini istiyoruz. Yaşlıların sıhhatlerini izleyen bir siyasete da gereksinim var. Okul sıhhati hizmetlerini birinci basamağın bir modülü olarak görüyoruz” dedi.

Erdoğan, Kabine Toplantısı’nın akabinde yaptığı konuşmasında Kılıçdaroğlu‘nun ismini anmadan, şu sözlerle amaç almıştı:

“Ana muhalefet partisinin devrik eski genel liderinin Türkevi’nden niçin bu kadar rahatsız olduğunu açıkçası anlayamıyoruz. Türkevi 85 milyonundur, 85 milyonun iftihar vesilesidir. Kapısı Türk milletinin her bir ferdine açıktır. Bunda ayıplanacak, eleştirilecek bir durum da göremiyoruz. Türkiye’nin başarılarına sevinmek yerine bundan gocunanları milletimize havale ediyoruz.”

Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın kelamlarına X hesabından karşılık verdi. “Günahlarına devleti ortak etmekten ve muhalefet (!) içinde yandaş aramaktan vazgeç” diyen Kılıçdaroğlu, “Ne CHP’de ne de bu halktan sana ortak çıkmaz!” tabirlerini kullandı.

“DEVRİK BAŞKAN DİYORSUN LAKİN…”

Kılıçdaroğlu’nun açıklaması şu biçimde:

“Türkiye’ye ilişkin her şeyle gurur duyar, devletimizle onur duyarız.

Fakat Saray’daki zat, kendini devlet sanmakta ve tek adamlık sanrılarıyla yaptığı yanlışları devlete yıkmaya devam etmektedir! Geçmişte olduğu üzere, bugün de yarın da yaptığı her yanlışın hesabını sormak hem yurttaşlık hem de CHP’lilik görevidir!

Erdoğan, tekrar gerçeklerle algıları yer değiştirmeye başlamış; New York’taki Türkevi’nden rahatsızlık duyduğumuzu söylemiş. Anlaşılan, her yaptığına göz yumanlar ona sonsuz kudret hissi vermiş ki karşı çıktığımız yolsuzluk ve rüşvet savlarını görmemiş!

Erdoğan, şunu güzel bilmelisin ki Kemal Kılıçdaroğlu ismi sıradan bir isim olabilir, fakat yaptığın ve yapacağın her yanlışın hesabını soracak birisidir!

Devrik başkan diyorsun, Bay Kemal diyorsun ancak “yolsuzluk yaptı, hırsızlık yaptı, devletin malını eş dost akrabalarına peşkeş çekti” diyemiyorsun…

Sen, millet vicdanında yenilmiş bir adamsın…

Günahlarına devleti ortak etmekten ve muhalefet (!) içinde yandaş aramaktan vazgeç.

Ne CHP’de ne de bu halktan sana ortak çıkmaz!

Unutma ki CHP, son kaledir ve tekrar unutma ki birinci direniştir…

Nefesim her daim ensende olmaya devam edecek!”

Türkiye’ye ait her şeyle gurur duyar, devletimizle onur duyarız.

Fakat Saray’daki zat, kendini devlet sanmakta ve tek adamlık sanrılarıyla yaptığı yanlışları devlete yıkmaya devam etmektedir! Geçmişte olduğu gibi, bugün de yarın da yaptığı her yanlışın hesabını sormak hem…

— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) September 30, 2024

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, 3 haftalık ortanın ardından AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında toplandı.

Toplantının akabinde Erdoğan açıklamalarda bulundu.

Erdoğan’ın konuşmasından satır başlıkları şöyle:

– Son yıllarda özellikle 15 Temmuz gecesi sergiledikleri yürekli duruş ardından Diyanet teşkilatımıza yönelik sinsi bir kampanya yürütülüyor. 28 Şubat periyodundan çok düzgün hatırladığımız faşizan manşetlerin tekrar atılmaya başlanması bu linç kampanyasının bir modülüdür.

– Ellerine geçirdikleri her fırsatta manşetleriyle darbecilere selam çakanlar, bakıyorsunuz bugün de 28 Şubat zihniyetini baş örtülü, çarşaflı, sakallı, cübbeli diyerek yine horlatmaya çalışıyor. Yıllarca millete ömür şekli dayatanlar artık farklı ömür biçimlerinin hayatın bütün alanlarında görünür olmasından rahatsızlık duyuyor. Milletimizin kimi kesitlerini adeta öcü üzere göstermeye kalkıyor.

– Bu devlet hiçbir ayrım yapmadan tüm kurumlarıyla milletindir. Devletin sahibi hangi inanca, kökene, siyasi görüşe mensup olursa olsun 85 milyonun tamamıdır. İnsanımızın kılık kıyafetinden ötürü devletin belirli kurumlarına giremediği devirler artık sona ermiştir. İnsanımızın baş örtüsünden, saçından, sakalından, çarşafından ötürü ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğü günler artık mazide kalmıştır.

“GERİDE KALDI”

– İnsanımızın takunyalı, tarikatçı, cemaatçi, inançlı-inançsız diye ayrımcılığa uğradığı günler artık geride kalmıştır. Sadece başındaki örtüsünden ötürü annelerin çocuklarını lojmanlarda ziyaret edemedi, yemin merasimine dahi katılamadığı o makus günler artık geride kalmıştır.

– Bu makamlarda olduğumuz sürece Allah’ın müsaadesiyle hiç kimse o kara günleri bir daha geri getiremeyecektir. Bedel ödeyerek milletimize kazandırdığımız hak ve hürriyetlerin vesayet heveslileri tarafından gasp edilmesine katiyen müsaade vermeyeceğiz.

TÜRKEVİ AÇIKLAMASI

Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alan Erdoğan, “Ana muhalefet partisinin devrik eski genel liderinin Türkevi’nden niçin bu kadar rahatsız olduğunu açıkçası anlayamıyoruz. Türkevi 85 milyonundur, 85 milyonun iftihar vesilesidir. Kapısı Türk milletinin her bir ferdine açıktır. Bunda ayıplanacak, eleştirilecek bir durum da göremiyoruz. Türkiye’nin başarılarına sevinmek yerine bundan gocunanları milletimize havale ediyoruz” sözlerini kullandı.

AYRINTILAR GELİYOR…