Connect with us

Dünya

Cammu Keşmir’de çatışma: 4 Hint askeri öldü

Hindistan’ın idaresindeki Cammu Keşmir’de direnişçilerle çıkan çatışmada, aralarında 1 yüzbaşının bulunduğu 4 askerin hayatını kaybettiği bildirildi.

Yayınlanma

@

India Today gazetesinin haberine göre, güvenlik yetkilileri, Cammu Keşmir’in Doda bölgesinde direnişçilerle güvenlik güçleri arasında çatışma çıktığını açıkladı.

Yetkililer, “arama” operasyonu yürüten güvenlik güçlerinin, zorlu arazi koşullarında direnişçileri kovaladığını aktardı.

Saatler süren kovalamanın ardından ormanlık arazide bir çatışma daha çıktığını belirtilen yetkililer, orada 4 askerin yaralandığını belirtti.

Hindistan ordusundan yapılan açıklamada, çıkan çatışmada aralarında 1 yüzbaşının da bulunduğu 4 askerin yaşamını yitirdiği bildirildi.

Açıklamada, Hindistan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Upendra Dwivedi’nin ölen askerler için en içten taziyelerini ilettiği belirtildi.

Cammu Keşmir’in Kathua bölgesine bağlı Machedi kırsalında 9 Temmuz’da Hint askerlerini taşıyan araca direnişçiler tarafından el bombası ve otomatik silahlarla saldırı düzenlenmiş, direnişçilerle güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmalarda 5 Hint askeri ve 6 direnişçi ölmüştü.

İngiltere, 1947’de sömürge olarak yönettiği Hindistan’dan çekilirken o dönemde prenslik olan Keşmir, bağımsızlıklarını yeni kazanan Hindistan ya da Pakistan ile birleşme konusunda tercih yapma zorunluluğuyla karşı karşıya kaldı.

Nüfusunun yüzde 90’ı Müslüman olan Keşmir halkı 1947’de Pakistan’a katılmaktan yana tavır alsa da dönemin prensi, Hindistan ile birleşmeye karar verdi. Müslüman Keşmir halkı karara karşı çıktı.

Pakistan ve Hindistan’ın bölgeye asker göndermesiyle taraflar 1947’de ilk kez savaştı. İki ülke arasında yine aynı nedenle 1965 ve 1999’da savaş çıktı.

Savaşların ardından sağlanan geçici ateşkes sonucunda Keşmir’in yüzde 45’i Hindistan’ın, yüzde 35’i Pakistan’ın idaresinde kaldı.

Bölgenin doğusundaki yüzde 20’lik kısım ise sınırdaş Çin’in hakimiyetine verildi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), 1948’den itibaren aldığı kararlarla Keşmir’in askerden arındırılmasını ve geleceğinin halk oylamasıyla belirlenmesini öngörüyor.

Hindistan yönetimi, halk oylamasına karşı tutum benimserken Pakistan, BMGK kararlarının uygulanmasını istiyor.

Öte yandan Hindistan, 5 Ağustos 2019’da Cammu Keşmir’in özel statüsünü kaldırmış ve bölgeyi doğrudan merkezi hükümete bağlı “Cammu Keşmir” ve “Ladakh” olmak üzere iki “Birlik Toprağı”na bölmüştü.

Pakistan da kendisine bağlı Keşmir’e “Azad Keşmir (Bağımsız Keşmir)” ve “Gilgit Baltistan” olarak iki özerk bölge statüsü vermişti.

Okumaya devam et
Yorum yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Deniz Berktay ile Kuzeyden Notlar: Zelenski çapraz ateşte

“Rusya’yla Ukrayna arasındaki savaş, sonucun savaş alanında alındığı 2. Dünya Savaşı’ndan ziyade sonucun, taraflardan birinde iç karışıklıkların baş göstermesi sonucunda sona erdiği 1. Dünya Savaşı’na benziyor. Ukrayna hükümeti, toplumla bağlarını giderek kaybederek bu yoldan gitme riskini gösteriyor.”

Yayınlanma

@

Yazan

Ukrayna’nın iç siyasi kriz yüzünden savaşı kaybedeceğini öngören bu satırları ilk okuduğumuzda, Rus yanlısı biri tarafından yazıldığını zannedebiliriz. Ne var ki bu satırlar, Ukrayna’nın en milliyetçi gazetelerinden Visokiy Zamok’ta yayımlandı. Yazan kişi de 2014’teki Batı yanlısı ihtilale katılan daha sonra hükümet danışmanlığı yapan ve sonra Rusya-Ukrayna savaşında bir dönem aktif rol alan Gennadi Druzenko.

Türkiye’de Ukrayna konusunda yanlış bilinen hususlardan biri, Zelenski’nin Ukrayna’yı Batı kampına sürüklediği. Oysaki Ukrayna nüfusunun belli bir bölümü, eskiden de Batı yanlısı ve Rusya karşıtıydı. 2014’te Batı yanlılarının ihtilalle iktidara gelmesi ve ardından Rusya’nın Kırım’ı ele geçirmesi, Ukrayna’yı daha da Batı’ya iten bir etken oldu. Zira Rusya’nın Kırım’ı ele geçirmesi ve Donbas’ın bazı bölümlerinin Rus yanlısı ayrılıkçıların eline geçmesi sonucunda en Rus yanlısı seçmenler oralarda kaldı. Ukrayna denetimi dışındaki topraklarda kalan bu kişilerin Ukrayna siyasetine etki etme şansı da ortadan kalktı. Böylelikle Batı yanlılarının Ukrayna siyasetindeki ağırlığı arttı. (Bütün bunları, tarihsel etkenlerle birlikte Cumhuriyet Kitapları’ndan çıkan “Ukrayna: Dünyanın Siyasi Fay Hattı” adlı kitabımda anlatıyorum. İlgilenenlere tavsiye ederim).

Zelenski, 2019’da ağırlıklı olarak Rusça konuşan ve Rusya’ya sempati duyanların oylarıyla iktidara gelmişti. Dış politikada Rusya’yla uzlaşmayı ve ılımlı bir Batı yanlılığını savunuyordu (AB hedefi olan fakat NATO üyeliğini öngörmeyen bir Batı yanlılığı). Radikal Batı yanlıları ise eski Cumhurbaşkanı Poroşenko’nun etrafında örgütlenmişti ve bu alıntı yaptığımız Visoki Zamok gazetesinde Zelenski’ye “palyaço” şeklinde ağır ithamlar yapılıyordu.

Zelenski, çeşitli nedenlerle 2021’den itibaren, radikal Batıcı ve milliyetçi kesimlere yakınlaştı. Savaşla birlikte onlarla aynı çizgiye geldi. Ancak savaşın Ukrayna’nın beklediği şekilde gitmemesi ve sıkıntıların baş göstermesi, Zelenski’yi bir taraftan “Yeter artık niye savaşıyoruz ki” diyenlerin (ki bunların çoğu Rus yanlısı olarak bilinen kesimler) diğer taraftansa “Zelenski yüzünden Rusları yenemiyoruz” diyenlerin (milliyetçilerin) ateşine maruz bıraktı.

6 Ağustos’ta Ukrayna’nın Rusya’ya baskın taarruzu, bu eleştirileri dindirmiş, Zelenski’nin konumunu güçlendirmişti. Ne var ki bir aydan fazla zaman geçmesine karşın Ukrayna’nın Kursk’ta fazla ilerleme gösterememesi, diğer taraftan da Rusların Ukrayna’da ilerleyişleri, Zelenski’yi yine çapraz ateşe maruz bıraktı. Milliyetçi yazarlar da “Donbas’ta Rusları durduramazken hâlâ neden Kursk’ta köprübaşı tutmakta ısrar ettiğimizi hükümet bize açıklamıyor” diyor.

Zelenski, yurtdışından da destek sağlamak için dışişleri bakanını değiştirerek bu göreve eski Ankara Büyükelçisi Andriy Sibiga’yı getirdi. Zelenski’nin bu ay ABD’ye yapacağı ziyarette de Biden’a bir rapor ve plan sunması bekleniyor. Dolayısıyla sonbahar, hem cephede hem iç hem de dış politikada çok sıcak geçecek.

[email protected]

Okumaya devam et

Dünya

‘Sınırdan geri çevrilen hiçbir göçmen…’ Almanya’dan tüm kara sınırlarında geçici kontrol ilanı

Almanya hükümeti, düzensiz göçle mücadele etmek ve halkı oluşabilecek tehditlerden korumak amacıyla ülkenin tüm kara sınırlarında geçici sınır kontrolleri ilan etti.

Yayınlanma

@

Yazan

Almanya, düzensiz göçmenlere karşı harekete geçti. Almanya hükümeti, düzensiz göçle mücadele etmek ve halkı oluşabilecek tehditlerden korumak amacıyla ülkenin tüm kara sınırlarında geçici sınır kontrolleri ilan etti.

Almanya İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, kontrollerin 16 Eylül’de başlayacağı ve başlangıç olarak 6 ay süreceği belirtildi. Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, “İç güvenliği güçlendiriyor ve düzensiz göçe karşı sert tutumumuzu sürdürüyoruz” dedi.

‘MANEVRA YAPACAK ALAN YOK’

Avusturya İçişleri Bakanı Gerhard Karner ise, bugün yaptığı açıklamada Almanya’nın sınırdan geri çevirdiği hiçbir göçmeni kabul etmeyeceklerini vurgulayarak, “Orada manevra yapacak yer yok. Kanun böyle. Federal polis müdürüne herhangi bir iadeye izin vermemesi talimatını verdim” ifadelerini kullandı.

Almanya, 3 bin 700 kilometreden uzun olan kara sınırını Danimarka, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, Fransa, İsviçre, Avusturya, Çek Cumhuriyeti ve Polonya ile paylaşıyor.

Okumaya devam et

Dünya

‘Hamas teröristlerini hedef aldık…’ İsrail, Han Yunus’a hava saldırısı düzenledi!

Gazze Sağlık Bakanlığı, Han Yunus’taki hava saldırısında en az 40 kişinin öldürüldüğünü duyurdu. İsrail ordusu, saldırının hassas güdümlü mühimmatla yapıldığını ve militanları hedef aldığını savundu.

Yayınlanma

@

Yazan

İsrail ordusu, saldırının hassas güdümlü mühimmatla yapıldığını ve militanları hedef aldığını savundu.

Görgü tanıkları, çadırların bulunduğu alana üç saldırı yapıldığını söylüyor.

Evlerini terk etmek zorunda kalan birçok kişinin çadırlarda yaşadığı bölgede saldırı nedeniyle büyük kraterler oluştu.

“20’DEN FAZLA ÇADIR GÖMÜLDÜ”

BBC’ye konuşan Hamas’ın sivil savunma yetkilileri en az 60 kişinin de yaralandığını kaydediyor.

Görgü tanıkları BBC’ye, gece yarısından kısa bir süre sonra saldırının yapıldığını aktardı.

Halid Mahmud isimli bir yardım kuruluşu çalışanı yedi metre derinliğinde üç kraterin oluştuğunu ve “20’den fazla çadırın gömüldüğünü” söyledi.

Ajanslarda yer alan görüntülerde birçok görevli ve sivilin, toprak altında kalanları kurtarmaya çalıştığı görülüyor.

“HAMAS TERÖRİSTLERİNE SALDIRI YAPILDI”

İsrail ordu sözcüsü, Telegram’dan yaptığı açıklamada, “Han Yunus’taki insani yardım bölgesinde gizlenmiş bir komuta ve kontrol kompleksinde faaliyet gösteren Hamas teröristlerine” saldırı yapıldığını savundu.

Sözcü, sivillere zarar verme olasılığını azaltmak için hassas güdümlü silah kullanımı dahil bir dizi önlem alındığını aktardı.

Aynı yetkili, bölgedeki örgütlerin insani altyapıyı sistematik şekilde kullandıkları iddiasını da tekrarladı.

Hamas, bölgede savaşçılarının bulunduğu iddiasını “açık” bir yalan olarak nitelendirdi.

İsrail’in geçen Ekim ayında Gazze’ye girmesi sonrası yüz binlerce yerinden edilmiş Filistinli Han Yunus’a kaçmak zorunda kaldı.

Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre, o zamandan bu yana Gazze’de 40 bin 900’den fazla kişi öldürüldü.

Okumaya devam et

En Çok Okunanlar