Connect with us

İş Dünyası

Hitit kraliyet mührü gün yüzüne çıktı, üzerindeki çivi yazısı şoke etti: ‘Bunu bozan ölecektir’

Kırıkkale’de Japon arkeolog Doç. Dr. Kimiyoshi Matsumura ve ekibi tarafından yürütülen kazı çalışmalarında gün yüzüne çıkarılan Hitit İmparatorluğu dönemindeki kraliyet ailesinin kullandığı çivi yazılı mührün üzerinde, “Bunu bozan ölecektir” ifadesi dikkat çekiyor.

Yayınlanma

@

Kırıkkale’nin Karakeçili ilçesinde yer alan Büklükale’de, 2009 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından başlatılan kazı çalışmaları, her yıl mayıs ayında başlayıp temmuz ayının ilk haftasında tamamlanıyor.

Kazı alanı, “Aşağı şehir” ve “Yukarı şehir” olarak iki bölgeden oluşuyor ve burada önemli tarihi kalıntılar bulunuyor. Kazı çalışmaları, Japon Anadolu Arkeoloji Enstitüsü’nden Doç. Dr. Kimiyoshi Matsumura ve ekibi tarafından yürütülüyor. Matsumura ve ekibi, geçen yıl Hitit İmparatorluğu dönemine ait çivi yazılı mühür baskısı buldu. Uzmanlar tarafından mührün üzerindeki çivi yazısının incelemesi tamamlandı. Mühürde, “Bunu bozan ölecektir” ifadesi yer alıyor ve bu ifadenin, sözleşmelere aykırı hareket edenlerin cezalandırılacağını yer alıyor.

 

MOTİFLİ BİR MÜHÜR BASKINI DAHA BULUNDU

Bu yılki kazı çalışmalarında da birkaç parçaya ayrılmış şekilde motifli pişmiş toprak mühür baskısı bulundu. Mühür baskısının ne anlama geldiği ise uzmanlar tarafından yapılacak inceleme sonrası netleşecek. Büklükale’deki kazılar, her yıl yeni keşiflerle Hitit İmparatorluğu’nun tarihine ışık tutmaya devam ediyor. Bu keşif, bölgenin arkeolojik ve tarihi değerini artırarak, Türkiye’nin kültürel mirasına da katkıda bulunuyor.

Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Başkanı Doç. Dr. Kimiyoshi Matsumura, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, Hitit İmparatorluğu döneminde Büklükale’nin önemli bir şehir olduğunu belirtti. Matsumura, kral ve kraliçenin kullandığı mührün geçen yıl yapılan kazı çalışmalarında bulunduğunu ifade etti.

“BUNU BOZAN ÖLECEKTİR”

Çivi yazılı mühür ile ilgili bilgiler aktaran Matsumura, “Bu mührün üzerinde çivi yazısı bulunuyor. Orada, Büyük Kral Tabarna (Egemen Kral) ya da Tavananna (Egemen Kraliçe) ’Bunu bozan ölecektir’ diye yazılmış. Bu mühürler genellikle sözleşmelerin üzerine basılarak, sözleşmeye aykırı bir şey yapıldığında cezalandırılacağını ifade ediyordu. Hattuşa’dan kral ve kraliçe buraya bir şeyler göndermiş. Bu da bu şehrin Hattuşa ile kraliyet ailesi arasında yoğun ilişkiler içinde olduğunu gösteriyor” dedi.

“BÜKLÜKALE ÖNEMLİ BİR ŞEHİR”

Matsumura, “Son zamanlarda Hurrice tabletler bulunuyor. Hurrice tabletlerin bulunması, dini törenlerin burada yapıldığını gösteriyor. Bu törenlerin Hitit kraliyet ailesi tarafından, kral veya kraliçe tarafından yapıldığı biliniyor. O bakımdan Hitit kralı buraya gelmiş ya da ikamet etmiş olduğu da düşünülüyor. Büklükale’nin önemli bir şehir olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Okumaya devam et
Yorum yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İş Dünyası

Erzurum’da TÜGVA Yaz Okulu’nda Filistin’e Destek Etkinlikleri

Erzurum’da Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) koordinesindeki yaz okulunda eğitim gören çocuklar, İsrail ürünlerini boykot edip, Filistinli akranlarına da çalışmalarıyla destek oluyor. TÜGVA’nın çocuklara yönelik kentte düzenlediği yaz kurslarında …

Yayınlanma

@

Yazan

Erzurum’da Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) koordinesindeki yaz okulunda eğitim gören çocuklar, İsrail ürünlerini boykot edip, Filistinli akranlarına da çalışmalarıyla destek oluyor.

TÜGVA’nın çocuklara yönelik kentte düzenlediği yaz kurslarında yaklaşık 3 bin öğrenci, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Filistin‘e yönelik düzenlediği saldırılara dikkati çekmek için anlamlı etkinliklere katılıyor.

İsrail ürünlerini boykot edip Filistin‘deki akranlarına mektuplar gönderen çocuklar, çizdikleri resimlerle de işgal altında bulunan Gazze’deki yaşıtlarının yanında yer alıyor.

Sınıflardan sokaklara minik kalpleri Filistin‘deki akranlarıyla atan ve kentte düzenlenen Filistin‘e destek yürüyüşlerine de aileleriyle katılan çocuklar, farkındalıklarıyla takdir topluyor.

Çocuklar Gazzeli akranlarına yardım da yapıyor

TÜGVA Erzurum İl Temsilcisi Muhammet Faruk Kömeç, AA muhabirine, kentteki 45 okulda öğrencilerle Filistin için çeşitli etkinlikler düzenlediklerini söyledi.

Öğrencilerin etkinliklerde duygu dolu anlar yaşadığını belirten Kömeç, şöyle konuştu:

“Filistin konusunu gündemde tutmak için şiir ve resim yarışmaları yaptık. Filistin’in ‘Türkiye ve Müslümanların davası’ demek olduğunu öğrencilerimizin bilinçlerine kaydedelim istedik. Öğrencilerimizin Filistin’deki yaşıtlarına gönderdiği mektuplar vardı. Vicdanını kaybetmemiş insanın gerçekten muazzam cümlelerle muazzam tespitler yapabildiğini gördük. Mektupları okurken hep birlikte ağladık. Mektupların okunması ve en iyilerin seçilmesi için bir ekip oluşturduk, ekip en iyisini seçmekte çok zorlandı. Bir mektupta öğrencimizin ‘Ben bu kağıdı süslemeyeceğim çünkü katliamın süsü olmaz’ şeklinde ifadesini okuduk.”

Kömeç, çocukların Gazzeli akranları için yaptığı yardımlardan da bahsederek, “Okullarımızda Gazze kolileri oluşturduk, her sınıfa tebessüm kutusu başlığında koliler bıraktık. Öğrencilerimize Gazze’deki arkadaşlarınıza ne göndermek istersiniz bu kutunun içerisine koyun ulaştıralım dedik. Kolilerden gofret, kalem kutusu, oyuncaklar çıktı.” dedi.

Etkinliklere katılan 5. sınıf öğrencisi 11 yaşındaki Sena Özdemir, Filistin’de binlerce masum çocuğun hayatını kaybettiğini televizyondan öğrendiğini anlattı.

Özdemir, Filistin’de yaşananlar için elinden geleni yaptığını belirterek, “Savaş altındaki akranlarıma çok üzülüyorum. Filistin için resim yapıyoruz, mektup ve şiir yazıyoruz. Filistin’de savaş altındaki yaşıtlarımız için farkındalık oluşturuyoruz. Karpuz, Hanzala, Filistin haritası, Mescidi Aksa, zeytin figürleri üzerine boyama yapıyoruz.” diye konuştu.

“Seni ve toprağını korumak istediğim için boykot mallarını kullanmıyorum”

Filistin’deki akranları için mektup yazan Özdemir, kaleme aldığı cümleleri şöyle okudu:

“Masum olan ama bunu gösteremeyen çocuk, seni çok iyi anlıyorum. Biliyorum ki sen de benim gibi özgür olmak istiyorsun ama toprağından ayrılmak istemiyorsun. Seni ve toprağını korumak istediğim için boykot mallarını kullanmıyorum. Çünkü o zalim İsrail’e mermi vermek istemiyorum. Tüm Filistin’i kurtarmak ve kollarımın altına almak istiyorum. Gazze’deki Mescidi Aksa’yı ve oradaki tüm Müslümanları korumak istiyorum. Hiç üzülme çünkü tüm Türkiye, Filistin’in yanında, sakın unutma zafer Allah’ındır.”

Çocuklardan Ahmet Emin Toraman, Filistin’deki yaşıtları için oyun alanı kalmadığı için üzüldüğünü söyleyerek, “Hasta ve yaralı çocuklar için resim yapıyoruz. Çocuklar orada hastalanıyor, yaralanıyor ve açlıktan ölüyor.” dedi.

Elif Sahra Kotan ise “Filistin’e yardımcı olmak için etkinlikler düzenliyoruz. Oradaki yaşıtlarım için üzülüyorum çünkü bombalanıyor, aç kalıyor. Yaptığımız etkinliklerle oradaki çocuklara farkındalık oluşturup dikkat çekmek istiyoruz. Her çocuk yaşamak için doğar, yaşamalı, ölmemeli.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA / Güncel

Okumaya devam et

İş Dünyası

Kırklareli’nde Geleneksel Peynir Üretimi Bilimsel Ölçülerle Kayıt Altına Alınıyor

Kırklareli’nde Balkan köyleri başta olmak üzere özellikle köylü kadınlar tarafından “göz kararı” ve “tutam” ölçüleri kullanılarak üretilen peynirin tarifi, akademisyenler tarafından bilimsel ölçülerle kayıt altına alınıyor. Kırklareli Üniversitesi …

Yayınlanma

@

Yazan

Kırklareli’nde Balkan köyleri başta olmak üzere özellikle köylü kadınlar tarafından “göz kararı” ve “tutam” ölçüleri kullanılarak üretilen peynirin tarifi, akademisyenler tarafından bilimsel ölçülerle kayıt altına alınıyor.

Kırklareli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda AR-GE İnovasyon ve Girişimcilik Uygulama ve Araştırma Merkezince geleneksel yöntemlerle üretilen süt ürünleri tariflerinin bilimsel arşivinin yapılarak gelecek kuşaklara aktarılması amacıyla çalışma başlatıldı.

Çalışmalar kapsamında köylüler, akademisyenler gözetiminde peynir üretti.

Geleneksel yöntemin simgesi olan “göz kararı” ve “tutam” ölçüsüyle üretilen peynirde kullanılan malzemelerin miktarı, bilimsel olarak yapılan ölçümlerle akademisyenler tarafından belirlendi.

“Üretimi artık daha kalıcı hale getirmiş oluyoruz”

Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Gıda AR-GE İnovasyon ve Girişimcilik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hatice Şanlıdere Aloğlu, AA muhabirine, unutulmaya yüz tutan geleneksel üretimleri bilim ışında kayıt altına aldıklarını söyledi.

Kırklareli Üniversitesi olarak bölgenin kalkınmasına fayda sağlayacak akademik çalışmalar ve projeler yürüttüklerini ifade eden Aloğlu, bu kapsamda geleneksel yöntemle üretilen süt ürünlerinin kayıt altına alınmasını çok önemsediklerini belirtti.

Peynir üretiminin her aşamasını takip ederek kayıt altına aldıklarını dile getiren Aloğlu, “göz kararı” ve “tutam” ölçülerini kontrol ederek parametresini çıkardıklarını anlattı.

Üretim tarifini arşivleyerek gelecek nesillere aktarmak istediklerini söyleyen Aloğlu, şöyle devam etti:

“Köylülerimiz üretim aşamalarında tarifleri göz kararı yapıyorlar. Örneğin iki avuç koyduğu tuzu, ya da sütün sıcaklığını parmağı ile ölçerken bunların derecelerini ölçüyoruz ya da koydukları tuzun miktarını belirleyerek üretimi aslında sayısallaştırmış oluyoruz. Böylece üretimi artık daha kalıcı hale getirmiş oluyoruz. Bu üretimi kendi imkanlarıyla yapmak isteyen insanlara da tarifleri sunmayı hedefliyoruz. Evlerde sütün ısıtılmasının ardından mayalama aşamasında genellikle kadınlarımız parmaklarını içerisine daldırırlar ve sıcaklığı parmaklarındaki ısıdan belirlerler. Biz yine bu şekilde yapmalarını istedik. Kadınlarımız sütlere parmaklarını daldırarak ısısını belirledi ama biz o sırada termometre ile sıcaklığını ölçerek mayalama sıcaklığını belirlemiş olduk. Süt ürünleri üretim parametrelerini ortaya çıkararak üretimin nasıl, hangi şartlarda ve hangi ölçülerle yapıldığını kayıt altına aldık. Böylece evlerde ilimize ait üretilen süt ürünleri unutulmadan gelecek yıllarda da üretilebilir hale gelecek.”

Üreticilerden Necibe Çetintaş da Kırklareli Üniversitesinde geleneksel peynir üretimi yaptığını söyledi.

Peynir üretiminde kullanılan malzemeleri ve miktarları akademisyenlerin takip ettiğini anlatan Çetintaş, sütün kaynatılmasında peynirin son hali salamurasına kadar tüm aşamaları tek tek gerçekleştirdiklerini kaydetti.

Köy peyniri üretiminin akademisyenler tarafından ilgiyle karşılanmasından dolayı memnuniyet duyduğunu ifade eden Çetintaş, köy peynirlerinin daha lezzetli ve doğal olduğunu belirtti.

Kaynak: AA / Güncel

Okumaya devam et

İş Dünyası

Akdeniz’in kalbindeki huzur ‘Titanic Deluxe Lara’

Akdeniz’in benzersiz doğal güzellikleriyle çevrili Titanic Deluxe Lara’da güneşin yumuşak dokunuşunu hissederek, hayatın gerçek tadını keşfedeceğiniz bir tatil sizleri bekliyor.

Yayınlanma

@

Yazan

Akdeniz’in benzersiz doğal güzellikleriyle çevrili Titanic Deluxe Lara’da güneşin yumuşak dokunuşunu hissederek, hayatın gerçek tadını keşfedeceğiniz bir tatil sizleri bekliyor.

Kusursuz konfor ve kaliteli anlar için özenle tasarlanan odaları, misafirlerinin rahatlığı için bütün detayları en ince ayrıntısına kadar düşünen konukseverlik anlayışı ile Titanic Deluxe Lara’da kendinizi özel hissetmeniz için gereken her detay özenle düşünülmüş. Dünyaca ünlü ipeksi Lara kumsalının masmavi Akdeniz ile buluştuğu noktada yer alan bölgenin simge oteli Titanic Deluxe Lara, yenilenen yüzü, rahatlatan konforu, mükemmel hizmetiyle hem sizler hem de çocuklarınız için eşsiz bir tatil fırsatı sunuyor.

Bölgenin en büyük çocuk kulübü Titanic Deluxe Lara Kikoa Kids Club’da çocuklarınızın keyfine diyecek yok…

Oyun ve eğitim odaklı uzman ekibiyle hizmet veren Kikoa Kids Club, yemyeşil bahçesi, oyun odaları, bebek bölümü, sanat, bilim&teknoloji, müzik, moda tasarım, seramik ve ahşap atölyesi gibi aktivite odaları, Lego ve robotik kodlama sınıfı, dans stüdyosu, sinema salonu ile her yaşa ve ilgi alanına hitap ediyor.

Digital kayıt ve takip sistemi ile son teknolojiyi bünyesinde barındıran, spor ve eğlence temalı en iyi ve en yeni nesil oyun makineleri, farklı aktivite odaları ile hem çocukların hem de ailelerin tatillerini benzersiz kılıyor.

Ailelerin istekleri üzerine taze ürünlerle ala minute hazırlanan yemeklerin sunulduğu çocuk restoranı, Akdeniz’in zengin bahçelerinden taptaze sebze ve meyveler, ev yapımı ve katkısız lezzetler, çocukların sevebileceği rengarenk sunumlar ile ailelerin işi kolaylaşıyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Okumaya devam et

En Çok Okunanlar