Connect with us

Teknoloji

Resmen Lafı Ağzından Cımbızla Alıyoruz: ChatGPT Cevapları Bir Bütün Hâlinde Vermek Varken Neden Kelime Kelime Veriyor?

ChatGPT’yi kullandığınızda, cevapların kelime kelime geldiği dikkatinizi çekti mi? Bu içerikte ChatGPT’nin cevapları tek bir metin olarak bir kerede vermek varken neden parça parça verdiği anlatacağız.

Yayınlanma

@

ChatGPT şüphesiz ki artık neredeyse hepimizin en yakın arkadaşı hâline geldi.

Peki her zaman yardımımıza koşarak hayatı bizler için çok daha kolay hâle getiren ChatGPT, ona bir konu için danıştığımızda verdiği cevapları kelime kelime aktarıyor olabilir dersiniz?

Hiç uzatmadan yanıta geçelim. Sebeplerden biri kullanıcıların yanıtları daha kolay takip etmesini sağlamak.

Bütün bir metni bir kerede baştan sona okumak ya da göz gezdirmek bilgileri sindirmeyi daha zor hâle getirir.

Ancak kelime kelime oluşan metinde hem takip hem de söz konusu bilgiyi sindirmek daha kolaydır.

Bu sebeple ChatGPT, kullanıcıların bilgiyi daha kolay kavrayabilmesi için kullanıcı dostu bir yaklaşımla yanıtlarını kelime kelime oluşturur.

Bir de teknik sebepler var. Sistemin daha stabil çalışması ve veri kaybının önlenmesi için cevaplar parçalara ayrılarak oluşturuluyor.

Ek olarak, cevapların kelime kelime oluşturulması internet bağlantılarında yaşanacak ani yavaşlamalar ve kesilmelere karşı bir önlem.

Başka bir deyişle, yanıtların parça parça gelmesi, bu tür teknik aksaklıkların etkisini azaltması sebebiyle tercih ediliyor.

Yanıtların kullanıcılardan gelen direktifler doğrultusunda gerçek zamanlı oluşturulması da bir etken.

Bu sebeple, ChatGPT yanıtın tamamını tek seferde vermek yerine, kullanıcının yönlendirmelerine daha hızlı ve esnek bir şekilde uyum sağlayabilmek adına parça parça sunmayı tercih eder.

Özetle, ChatGPT’nin yanıtları bütün bir metin hâlinde değil de parça parça vermesi sadece teknik bir zorunluluk değil, aynı zamanda kullanıcı deneyimini iyileştirmek ve doğru bilgiyi etkin bir şekilde sağlamak için tasarlanmış bir stratejidir.

Okumaya devam et
Yorum yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Teknoloji

Elektronik sigara en az sigara kadar akciğere zarar veriyor

İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, elektronik sigaraların en az sigara kadar akciğere zarar verdiği açıklandı.

Yayınlanma

@

İngiltere’de bulunan Manchester Metropolitan Üniversitesi araştırmacıları tarafından yürütülen araştırmada, elektronik sigara kullanan kişilerin en az sigara kullananlar kadar akciğerlerine zarar verdikleri ifade edildi. Araştırma kapsamında, elektronik sigara kullananlar ve sigara kullananlar iki grup halinde incelendi.

Bu kapsamda, 20’li yaşlardaki 60 kişiden, egzersiz bisikleti kullanırken akciğer kapasitelerinin kaydedilmesi istendi. Bulgular sonucunda yapılan açıklamada şunlar söylendi:

“60 katılımcının 20’si en az iki yıldır elektronik sigara kullanıyordu, 20’si en az iki yıldır sigara içiyordu ve kalan 20’si ise sigara içmiyordu. Katılımcıların kalp, akciğer ve kas tepkilerini maksimuma ulaşana kadar daha zorlu seviyelerde analiz ettik. Ayrıca, atardamarlarının ne kadar iyi çalıştığını analiz etmek için kan testleri ve ultrason taraması yapıldı. Kan testleri ve ultrason taramalarına göre, hem sigara içen hem de sigara içmeyen grupta kan damarlarının sigara içmeyen grup kadar iyi çalışmadığına dair işaretler görüldü. Hem sigara içen hem de elektronik sigara kullanan grup daha fazla nefes nefese kalmış, yoğun bacak yorgunluğu yaşamış ve kanlarında daha yüksek laktat seviyeleri görülmüştür”

“ELEKTRONİK SİGARA İÇMEK EN AZ SİGARA KADAR ZARARLI”

Sigara içenler ve elektronik sigara kullananlar egzersiz bisikletlerini kullanırken ölçülebilir derecede fazla nefes aldılar. Nefes almakta zorlandılar, kasları daha fazla yoruldu ve genel olarak daha az formda kaldılar. Bu bağlamda, araştırmamız elektronik sigaranın sigara içmekten daha iyi olmadığını göstermiştir” ifadelerini kullandı.

Okumaya devam et

Teknoloji

Salsa, Dünya’nın atmosferine ateşli bir giriş yaptı

Uydunun başarıyla sonuçlanan atmosfere hedefli dönüşü, onu küresel uzay çöpü problemiyle başa çıkmakta bir “öncü” haline getiriyor.

Yayınlanma

@

Avrupa Uzay Ajansı’nın öncü Salsa uydusu, 20 yıldan daha fazla süre uzaydaki hava koşullarını araştırdıktan sonra pazar günü Dünya’nın atmosferine ateşli bir iniş yaptı.

ESA, X’teki (Twitter) bir paylaşımında Salsa’nın Türkiye saatiyle 21.45 sularında atmosfere girdiğini bildirdi.

Uydunun başarıyla sonuçlanan atmosfere hedefli dönüşü, onu küresel uzay çöpü problemiyle başa çıkmakta bir “öncü” haline getirerek, bu tür hamlelerin uzay araçlarının Dünya’nın yörüngesinde çöp yaratmasını engellemeye yardımcı olabileceğini kanıtlıyor.

Independent Türkçe’nin aktardığına göre uzay ajansı “Birkaç dakika önce, Cluster operasyon ekibi Kourou’daki Estrack yer istasyonunda son bir kez başarılı bir şekilde Salsa’yı dinledi. Uyduyla iletişim artık sona erdi” dedi.

GÜNEŞ FIRTINALARI GİBİ UZAY HAVASI OLAYLARINI İNCELEMEK İÇİN GÖNDERİLDİ

Öncü uydu; Rumba, Samba ve Tango’yla birlikte güneş fırtınaları gibi uzay havası olaylarını incelemek üzere fırlatılan Cluster isimli dörtlünün bir parçasıydı.

Uydu dörtlüsünden alınan veriler bilim insanlarının, Dünya’yı eşsiz bir şekilde yaşanabilir kılan güçlü manyetik kalkanı manyetosferi daha iyi anlamasını sağladı.

Cluster’ın görev yöneticisi Philippe Escoubet “20 yıldan daha fazla süredir Cluster bize manyetosferin bizi güneş rüzgarından korumakta ne kadar önem taşıdığını defalarca gösterdi” dedi.

Uydu, uzay havasını daha iyi anlamamızı ve tahmin edebilmemizi sağlamak için güneş fırtınalarının etkilerini gözlemledi.

“2000’de fırlatılan uydulara ilk aşamada sadece iki yıl sürecek bir misyon planlanmıştı ama ESA “etkileyici ve çığır açan bilime” katkıları nedeniyle Cluster’ı devam ettirdi.

ESA “Cluster’ın, aslen planlanan iki yıllık misyon süresinden çok daha uzun süre dayanarak son 24 yıl boyunca devam etmesini sağlamak amacıyla çalışan ekipler için duygusal bir gün” diye belirtti.

Uydunun dönüşüyle, bir uydunun atmosfere “hedefli” yeniden girişi ilk kez gerçekleşti.

Uzay ajansı, uydunun gezegenin atmosferine girerek Güney Pasifik’teki Paskalya Adası’ yakınlarında, az nüfuslu bir bölgenin üzerinde “bir dakikadan kısa bir sürede” yanıp tamamen yok olduğunu bildirdi.

Cluster operasyonu yöneticisi Bruno Sousa “Ocak ayında Samba’nın yörüngesini biraz değiştirerek 8 Eylül’de yaklaşık 110 kilometre yükseklikten son defa dik inişle 80 kilometreye kadar alçalabileceğine emin olduk” dedi.

ESA “Atmosfere dönüşün tamamlanmasıyla havadaki gözlem deneyinin sonuçları hakkında daha fazla bilgi edinmeyi umuyoruz” diye aktardı.

Bilim insanları Salsa’dan edinilen verileri kullanarak gelecekte uyduların atmosfere dönüş zaman ve konumunu daha da iyi öngörebilmeyi umuyor.

ESA “Atmosfere dönüş gerçekleştiği için yeniden giriş bilim ekibinden havadaki gözlem deneyinin sonuçları hakkında daha fazla bilgi edinmeyi umuyoruz” dedi.

Okumaya devam et

Teknoloji

Robotları daha güçlü kılan elektro-hidrolik kas sistemi geliştirildi

Robotların çoğu yürümek için motorlara güveniyor. Elektro-hidrolik kas sistemi robotların elektrik motorları yerine kaslardan güç aldığı dönemi başlatabilir.

Yayınlanma

@

ETH Zürih ve Max Planck Enstitüsü’nden araştırmacılar, kaslarla çalışan yeni nesil bir robot bacağı geliştirdiklerini duyurdular. Bu yenilik, robot teknolojisinde çığır açarak, mevcut motorlarla çalışan robotlardan çok daha esnek ve hareketli robotların önünü açabilir. Geliştirilen bu kas gücüyle çalışan robot bacağı, hayvanların kas yapısını taklit ederek zıplama ve engebeli arazilere uyum sağlama gibi karmaşık hareketler yapabiliyor.

YENİ KAS SİSTEMİ DAHA HIZLI VE ESNEK ROBOTLARI MÜMKÜN KILABİLİR

Donanımhaber’de yer alan ayrıntılara göre araştırma ekibi, bu robot bacağının çalışma prensibini hayvanların kas yapısından ilham alarak geliştirdi. “Kas-iskelet sistemi” olarak adlandırılan bu yapı, yapay fleksör (bükücü) ve ekstansör (gerici) kaslarla hareket ediyor. Robot iskeletine bağlanan bu kaslar, elektro-hidrolik aktüatörler aracılığıyla çalışıyor. Aktüatörler, içerisine yağ doldurulmuş plastik torbalardan oluşuyor ve elektrik yüklendiğinde torbaların kısalmasıyla hareket gerçekleşiyor. Bu sistem, canlılarda görülen çift kas hareketlerini taklit ederek bir kasın kasılırken diğerinin gevşemesini sağlıyor.

Yapay kasların hareketi, torbalara uygulanan elektrik voltajı ile kontrol ediliyor. Torbalara yerleştirilen elektrotlara verilen voltaj arttıkça elektrotlar birbirine yaklaşarak yağın aktüatör içine kaymasını ve torbanın kısalmasını sağlıyor. Bu basit ama etkili sistem, robot bacağının esnek ve hızlı tepkiler vermesini mümkün kılıyor. Hangi aktüatörlerin büzüleceğini veya uzayacağını kontrol etmek için ise bilgisayar kodu ve yüksek voltajlı amplifikatörler kullanılıyor.

Yeni robot bacağı, enerji verimliliği açısından da oldukça iddialı.

Geleneksel elektrik motorlu robot bacaklarına göre çok daha az enerji tüketiyor. Özellikle bükülü bir pozisyonda uzun süre durması gerektiğinde elektrik motorlu bacakların aksine, kas gücüyle çalışan bu bacak çok daha az enerji harcıyor. Ayrıca sistemin elastik yapısı sayesinde tıpkı canlılarda olduğu gibi engebeli arazilere esnek bir şekilde uyum sağlayabiliyor.

Araştırmacılar, bu yeni teknoloji sayesinde gelecekte tamamen kas gücüyle çalışan yürüyen robotlar geliştirmeyi hedefliyor. Bu robotların, özellikle kurtarma operasyonlarında kullanılabileceği öngörülüyor.

Zorlu arazi koşullarında, insan gibi esnek ve hızlı tepki verebilen robotlar, acil durumlarda hayat kurtarıcı olabilir. Henüz zıplama hareketinde bazı sınırlamalar bulunsa da, araştırmacılar bu eksiklikleri gidermeyi ve tam fonksiyonel yürüyen robotlar geliştirmeyi planlıyorlar. Aşağıdaki videodan robot bacağın nasıl çalıştığını izleyebilirsiniz.

Okumaya devam et