Connect with us

Genel

MUHARREM AYI TARİHİ 2024 | Muharrem ayı ne zaman başlıyor, ayın kaçında? 10 Muharrem (Aşure Günü) hangi tarihte? Diyanet takvimi ile belli oldu!

Muharrem ayı orucunun ne zaman tutulacağı, ibadetlerini ihya etmeyi bekleyen Müslümanların yoğunlaştığı konulardan oldu. Hicri yılın ilk günü olan Muharrem ayı 2024 tarihi, Diyanet’in dini günler takvimi ile belli oldu. Hicrî 61 yılı 10 Muharrem’de yaşanan ve mü’minleri asırlardır derin bir hüzne boğan Kerbelâ hadisesinin sene-i devriyesi olan Aşure Günü Muharrem ayının onuncu günüdür. Öte yandan dini kaynaklara göre Muharrem ayının 9–10. veya 10–11. günlerinde oruç tutmak tavsiye ediliyor. Peki, muharrem ayı ne zaman başlıyor, hangi gün? 10 Muharrem ne zaman? İşte, o konular hakkında bilgiler…

Yayınlanma

@

2024 Muharrem ayı tarihi, temmuz ayının gelmesiyle beraber gündemde yer almaya başladı. Geride kalan Kurban Bayramı sonrası muharrem ayı 2024 için gözler Diyanet takvimine çevrildi. Resûlullah’ın (s.a.s.), bir hadisinde, “Ramazan’dan sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem’de tutulan oruçtur. ” şeklinde buyurduğu Muharrem ayı temmuzda idrak edilecek. Aşure Günü ya da Aşura Günü, hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem ayının onuncu günüdür. Bu ayda oruç tutmak, Ramazan’dan sonra en faziletli oruç olarak kabul edilir. Peki, Muharrem orucu ne zaman tutulacak? İşte, ayrıntılar.

2024 MUHARREM AYI NE ZAMAN BAŞLAYACAK?

Diyanet takvimine göre Muharrem ayı 7 Temmuz 2024 tarihinde başlayacak.

AŞURE GÜNÜ NE ZAMAN, HANGİ TARİHTE?

2024 yılında, Aşure günü 16 Temmuz Salı günü başlamaktadır ve 5 Ağustos 2024 tarihine kadar devam etmektedir.

MUHARREM ORUCU NE ZAMAN TUTULUR?

Diyanet İşleri Başkanlığı bu günlerin uygun olmasıyla ilgili şu bilgileri paylaşmıştır;

Peygamberimiz Muharrem ayının 9–10. veya 10–11. günlerinde oruç tutmayı tavsiye etmiştir. Ancak Muharrem ayının sadece 10. gününü oruçlu geçirmek mekruhtur.

Yalnızca Aşure günü oruç tutulması Yahudilere benzeme endişesi ile mekruh görülmüş, Muharrem ayının 10. günü ile birlikte 9. veya 11. günününü de oruçlu geçirmek tavsiye edilmiştir. Peygamberimiz (s.a.s.) Muharrem ayının sadece 10. günü oruç tutmamıştır (Tirmizî, “Savm”, 50) ve “Muharremin 9. ve 10. günü oruç tutunuz. Yahudilere muhalefet ediniz” buyurmuştur.Hz. Muhammed (S.A.V) Muharrem ayı orucuyla ilgili şöyle buyurmuştur;

“Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç, Allah’ın değer verdiği ay olan Muharrem ayında tutulan aşure orucudur…” (Müslim, “Sıyâm”, 202)

“Aşure günü orucunun, bir önceki yılın günahlarına keffaret olmasını Allah’tan umarım.” (Tirmizî, “Savm”, 48)

Hazreti Aişe (r.ah) İslâm öncesinde, Mekke halkının oruç tutmakta olduğu aşure gününde peygamberimizin de oruç tuttuğunu bildirmekte… Allah Rasulü Medine’ye hicret ettikten sonra da bu orucu tutmuş ve müminlere de onuncu günü ile birlikte, bir gün öncesi veya sonrası ile oruçlu olmalarını tavsiye etmiş… (Ahmed b. Hanbel, VI, 244)

MUHARREM AYI İBADETLERİ NELERDİR?

Mübarek gün ve gecelerde farz, vacip hükmünde bağlayıcı özel bir ibadet şekli yoktur. Sahih kaynaklarda Muharrem ayına özel bir nafile namazın olduğuna dair herhangi bir rivayet mevcut değildir.

Mübarek gün ve gecelerde kaza namazları olanların öncelikle kaza namazlarını kılmaları uygun olur. Ayrıca Kur’an okumak ve anlamak, dinî eserlerden istifade etmek, zikir ve salavatla meşgul olmak da unutulmamalıdır.

Muharrem ayı içerisinde oruç tutmak ise, müstehabtır. Bu ayın başında, sonunda veya ortasında yani 13, 14, 15’inci günlerinde ya da 9, 10 veya 10 ve 11’inci günlerinde oruç tutulabilir.

Resûl-i Ekrem (s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır: “Ramazan orucu dışında en faziletli oruç, Allah’ın ayı Muharremde tutulan oruçtur. Farzlar dışında en faziletli namaz da gece namazıdır.” (Müslim, Sıyâm, 202-203; Ebû Dâvûd, Savm 55; Tirmizî, Salât, 212; Nesâî, Kıyâmü’l-leyl, 6)

Muharrem ayının onuncu gününe de, âşûrâ günü denmektedir. Resûlullah (s.a.s.), “Âşûrâ günü orucunun önceki yılın (küçük) günahlarına keffâret olacağını umarım.” (Tirmizî, Savm, 48) buyurarak, ümmetine bu günde oruç tutmayı tavsiye etmişlerdir. Âşûrâ günü oruç tutmakla ilgili olarak İbn Abbâs (r.a.) şöyle anlatıyor: “Resûlullah (s.a.s.) Medine’ye gelince, Yahûdilerin âşûre günü oruç tuttuklarını gördü. Onlara, ‘Bu da ne (niçin oruç tutuyorsunuz)?’ diye sordu. ‘Bu, salih (hayırlı) bir gündür. Allah, o günde İsrâiloğullarını düşmanlarından kurtardı. (Şükür olarak) Mûsâ o gün oruç tuttu.’ dediler. Resûlullah (s.a.s.) da, ‘Ben Mûsâ’ya sizden daha yakınım’ buyurup o gün oruç tuttu ve müslümanlara da tutmalarını tavsiye etti.” (Buhârî, Savm, 69; Müslim, Sıyâm 127; Ebû Dâvûd, Savm, 65)

Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminde Yahûdiler sadece Muharrem ayının 10. (âşûrâ) gününde oruç tuttuklarından, onlarınkine benzememesi için öncesine veya sonuna bir gün ilave edilerek oruç tutulmasını tavsiye etmiştir. Bazı rivayetlerde ise bir öncesine ve bir sonrasına ilave ederek üç gün oruç tutulmasını tavsiye etmiştir (Müttekî, Kenzü’l-ummâl, VIII, 570). Bu nedenle âşûrâ günü oruç tutulurken önemli olan âşûrâ gününü yalnız tutmamaktır. Bir önceki veya sonraki günü ilaveyle iki gün oruç tutulabileceği gibi her ikisini de ilave ederek üç gün de tutulabilir.

Okumaya devam et
Yorum yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Genel

66 Yaşındaki Sanatçı Nevzat Altındağ, Anadolu Türkülerini Yaşatıyor

Afyonkarahisar’ın Çay ilçesinde yaşayan 66 yaşındaki ses ve bağlama sanatçısı Nevzat Altındağ, 50 yıldır düğün, festival ve şenliklerde hem çalıp söylüyor hem de şehrin tanıtımına ve Anadolu türkülerinin gelecek nesillere aktarımına katkı sağlıyor …

Yayınlanma

@

Yazan

Afyonkarahisar’ın Çay ilçesinde yaşayan 66 yaşındaki ses ve bağlama sanatçısı Nevzat Altındağ, 50 yıldır düğün, festival ve şenliklerde hem çalıp söylüyor hem de şehrin tanıtımına ve Anadolu türkülerinin gelecek nesillere aktarımına katkı sağlıyor.

Küçük yaşlarda müziğe merak salan Altındağ, babasının aldığı bağlamayla radyodaki ritimlere kulak vererek çalmayı öğrendi.

Vatani görevi öncesinde olduğu gibi sonrası da Çay ile çevre belde ve köylerde düğünlere giderek çiftlerin mutluluklarına ortak olan Altındağ, 1996, 1997 ve 2000’li yıllarda üç müzik kaseti çıkardı. Bölgede ünlenen sanatçı, çeşitli illerde ve Almanya’daki yöresel festivaller ile etkinliklerde sahne aldı.

İlçedeki dükkanında bir taraftan kaset, cd ve enstrüman satışı yapan diğer taraftan gençlere bağlama kursu veren Altındağ, bölgedeki düğün, festival ve şenliklere de katılıyor.

Lise mezunu olan Altındağ, AA muhabirine, Kültür ve Turizm Bakanlığınca Türkiye’deki geleneksel sanatları ve sanatçıları desteklemek amacıyla somut olmayan kültürel miras taşıyıcılarına verilen “sanatçı tanıtma kartı”nı 2018 yılında aldığını söyledi.

Katıldığı festival ve şenliklerde çok sayıda ödül aldığını dile getiren Altındağ, şunları anlattı:

“Müzisyenlikte önemli olan kulaktır. Merak ve iyi bir kulağa sahip olduğunuz zaman bu iş olur. Benim de enstrümanım bağlama. Çalmayı da kendi kendime öğrendim. Hocam hiç olmadı ama müzisyenlik hevesim vardı. Sürekli radyodan türkü dinleye dinleye kendimi geliştirdim. Yaklaşık 15 yıl önce Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarındaki bazı akademisyenlerden nota ve solfej dersi de öğrendim.”

Müzik hayatını düğün ve festivallere giderek sürdürdüğünü ifade eden Altındağ, “Çay’da 25 yıl önceye kadar düğünlere giden tek sanatçı bendim. Düğün yapmak isteyen vatandaşlar, boş günüm için sıraya girerlerdi. Şimdi çok sayıda öğrenci yetiştirdim. Başka müzisyen arkadaşlar sektöre dahil oldu. Nüfus da sürekli arttığı için zaten benim tek başıma yetişme imkanım yoktu. İlçedeki çiftlerin yüzde 70-80’inin düğününü ben yapmışımdır. Düğün kameraları ve çekilen fotoğraflarda anılarımız var.” diye konuştu.

“TRT ve bazı özel televizyon kanallarında türküler söyledik”

Nevzat Altındağ, çıkardığı albümlerde kendi derlediği türkülerin yanı sıra Afyonkarahisar yöresinin anonim eserlerini seslendirdiğini belirtti.

Altındağ, derlediği bazı türkülerini farklı müzisyenlerin ağzından duydukça mutlu olduğunu, keyif aldığını söyledi.

Anadolu türkülerini seslendirmekten ve şehrini tanıtmaktan mutlu olduğunu dile getiren Altındağ, şunları kaydetti:

“TRT ve bazı özel televizyon kanallarında türküler söyledik. Programlara katılarak memleketimizi tanıttık, hala daha tanıtıyoruz. Nefesim yettiği kadar, elim ayağım tuttuğu müddetçe müzisyenliği sürdürmeye kararlıyım çünkü seviyorum bu işi. İsteyerek yapıyorum. İnsanın içinde heves olsun yeter.”

Kaynak: AA / Kültür Sanat

Okumaya devam et

Genel

2025 Yılı Yeni Film Senaryoları

2025 yılı, sinema dünyasında devrim niteliğinde senaryolarla dolup taşıyor. Hayal gücünüzü zorlayacak projeler ve geleceğin yıldızlarını parlatacak senaryo fırtınasıyla tanışın. Sinemanın yeni çağını keşfedin!

Yayınlanma

@

Yazan

2025 Yılında Sinema Dünyasını Sarsacak Yenilikçi Senaryolar

2025 Yılında Sinema Dünyasını Sarsacak Yenilikçi Senaryolar

2025 yılı, sinema dünyasında devrim niteliğinde değişimlerin yaşanacağı bir dönem olarak karşımıza çıkıyor. Teknolojinin ilerlemesi, izleyici beklentilerinin evrilmesi ve yaratıcı zihinlerin sınırları zorlaması, yeni film senaryolarını şekillendiren temel faktörler arasında yer alıyor. Bu içerikte, 2025 yılında sinema dünyasını sarsacak yenilikçi senaryoları derinlemesine inceleyeceğiz.

Gelişen teknolojiler, sinema senaryolarının anlatım biçimini köklü bir şekilde değiştirmekte. Özellikle yapay zeka, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik gibi kavramlar, yeni hikaye anlatım tekniklerinin kapısını aralıyor.

  • Sanal Gerçeklik ile Anlatım: İzleyicilerin hikayenin içine girmesini sağlayan senaryolar, 2025 yılında daha da yaygınlaşacak. İzleyiciler, karakterlerin perspektifinden olayları deneyimleyerek, hikayeye daha derin bir bağlılık hissedecekler.
  • Yapay Zeka Destekli Senaryolar: Yapay zeka, senaristlerin yaratıcı süreçlerine yardımcı olacak. Örneğin, karakter gelişimi ve diyalog yazımı gibi alanlarda yapay zeka, senaristlere ilham verebilir.
  • Çoklu Hikaye Akışları: İzleyicilerin seçimlerine göre şekillenen senaryolar, 2025 yılında daha fazla dikkat çekecek. Bu tür senaryolarda izleyicilerin yaptığı seçimler, hikayenin gidişatını değiştirecek.

2025 yılında, sinema dünyası özellikle sosyal adalet, çevre sorunları ve insan ilişkileri gibi temaları ele alan senaryolarla dolup taşacak. İzleyiciler, bu tür hikayelerle duygusal bir bağ kuracak ve toplumsal konulara daha fazla dikkat çekilecektir.

2025 yılı, sinema dünyasında yenilikçi senaryoların ve yaratıcı yaklaşımların etkisinin hissedileceği bir dönem olacak. İzleyiciler, sadece pasif birer izleyici değil, aynı zamanda hikayenin bir parçası haline gelecekler. Tüm bu faktörler, sinemanın geleceğini şekillendirecek ve izleyicilere eşsiz deneyimler sunacaktır.

Hayal Gücünün Sınırlarını Zorlayan 2025 Film Projeleri

2025 yılı, sinema dünyasında yenilikçi ve çığır açan projelerin ortaya çıkacağı bir dönem olarak öne çıkıyor. Sinema sanatçıları ve senaristler, izleyicilerin hayal gücünü zorlayacak, alışılmışın dışındaki konularla karşımıza çıkmayı hedefliyor. Bu yazıda, 2025 yılında izleyiciyle buluşacak olan heyecan verici film projelerini keşfedeceğiz.

Bu film, zamanda yolculuk yapabilen bir karakterin başından geçen maceraları anlatıyor. Görsel efektler ve derin hikaye kurgusu ile izleyiciyi etkisi altına alacak. Film, geçmişin ve geleceğin karmaşasını, insanlığın evrimine dair sorgulamalarla birleştiriyor.

Teknolojinin doruk noktasına ulaştığı bir gelecekte, insanlar sanal gerçeklikte yaşamaya başlar. Ancak, bu sanal dünya ile gerçeklik arasındaki ince çizgi giderek bulanıklaşır. Yapay zeka ve sanal gerçeklik temalarını harmanlayan bu film, izleyicileri düşündürmeye ve sorgulamaya itiyor.

Uzayda geçen bu destansı film, farklı galaksilerdeki ırkların savaşını konu alıyor. Gelişmiş uzay teknolojileri, görsel şölen niteliğindeki sahneleriyle dikkat çekiyor. İzleyiciler, evrenin derinliklerine yolculuk yaparak, insanlık için savaşan varlıkların öyküsüne tanıklık edecekler.

İklim krizi ve doğanın tahribatı, bu filmde doğaüstü güçler tarafından intikam alma hikayesi şeklinde ele alınıyor. İnsanların doğaya karşı sorumluluklarını vurgulayan bu projede, çarpıcı bir çevre mesajı veriliyor. İzleyiciler, bu güçlü anlatım sayesinde sorumlu bir gelecek için ilham alacaklar.

Yapay zeka ile insanların bir arada yaşadığı bir dünyada, bir robotun duygusal bir uyanışı yaşaması anlatılıyor. İnsani duyguların makinelere aktarılması fikri, izleyicilere derin düşünceler sunuyor. Bu film, teknolojinin insanlık üzerindeki etkilerini sorgularken, aşk ve bağlılık gibi duyguları da ele alacak.

2025 yılı, sinema dünyasında hayal gücünün sınırlarını zorlayan projelerle dolu bir dönem olarak karşımıza çıkıyor. İzleyiciler, bu filmler aracılığıyla yeni bakış açıları kazanacak ve geleceğe dair umut dolu hikayelerle buluşacak. Sinema, her zaman olduğu gibi, hayal gücünün en derin köşelerine yolculuk yapmaya devam edecek.

Geleceğin Yıldızlarını Yükseltecek 2025 Senaryo Fırtınası

2025 yılı, sinema dünyasında adeta bir devrim yaşanacak. Senaryo yazım teknikleri ve yaratıcı yaklaşımlar, film sektöründe geleceğin yıldızlarını belirlemede kritik bir rol oynayacak. Sinema, sadece bir eğlence aracı olmaktan çıkıp, derin sosyal, kültürel ve psikolojik meseleleri ele alan bir platform haline gelecek.

Gelecek senaryolarında dikkate alınacak bazı yenilikçi yaklaşımlar:

  • Çok Katmanlı Hikaye Anlatımı: İzleyiciyi daha derin bir deneyime sürüklemek için çok katmanlı anlatım teknikleri kullanılacak. Bu, karakterlerin içsel çatışmalarını ve toplumsal meseleleri daha etkili bir şekilde yansıtacak.
  • İnteraktif Senaryolar: Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, izleyicilerin hikayenin akışını etkilemesine olanak tanıyan interaktif senaryolar ön plana çıkacak.
  • Gerçek Zamanlı Hikaye Gelişimi: Filmler, gerçek zamanlı olaylarla bağlantılı olarak gelişecek ve izleyicilere dinamik bir deneyim sunacak.

2025 yılı, karakter derinliğinin ve çeşitliliğinin öne çıkacağı bir dönem olacak. Artık sıradan kahramanlar değil, gerçek hayattan ilham alınmış, karmaşık ve katmanlı karakterler izleyicinin karşısına çıkacak. Bu karakterler, izleyicinin empati kurabileceği ve kendinden bir parça bulabileceği figürler olacak.

Gelecek senaryoları, toplumsal meseleleri ele alırken daha cesur ve samimi bir yaklaşım sergileyecek. Aşağıdaki temalar, 2025 yılındaki senaryoların merkezinde yer alacak:

  • İklim Değişikliği: Çevre sorunları ve iklim değişikliği, senaryoların ana temalarından biri haline gelecek. Bu konular, izleyicilere farkındalık kazandıracak şekilde işlenecek.
  • Toplumsal Adalet: Eşitlik, ayrımcılık ve insan hakları gibi konular, hikayelerin merkezinde yer alacak. Bu, izleyicinin toplumsal değişim üzerine düşünmesini sağlayacak.
  • Teknoloji ve İnsanlık: İnsanların teknoloji ile olan ilişkisi, senaryoların önemli bir parçası olacak. Bu temalar, insanlığın geleceğini sorgulayan hikayelerle birleştirilecek.

2025 yılı, senaryo yazımında devrim niteliğinde değişikliklere ev sahipliği yapacak. Yaratıcı zihinler, geleceğin yıldızlarını yükseltecek senaryolarla sinema dünyasını yeniden şekillendirecek. İzleyiciler, sadece bir film izlemekle kalmayacak, aynı zamanda derin ve düşündürücü deneyimlere tanıklık edecekler.

Okumaya devam et

Genel

101 yaşındaki Erzurumlu Aliye Nine’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan sevgisi

Erzurum’da yaşayan 101 yaşındaki Aliye Göger, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sevgisini yüreğinden ve dilinden hiç eksik etmezken Cumhurbaşkanı ile olan görüşmesini anlattı

Yayınlanma

@

Yazan

Erzurum’da yaşayan 101 yaşındaki Aliye Göger, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sevgisini yüreğinden ve dilinden hiç eksik etmezken Cumhurbaşkanı ile olan görüşmesini anlattı

Okumaya devam et

En Çok Okunanlar