Afet ve Acil Durum İdaresi Başkanlığı (AFAD), saat 00.53’de, Adana Tufanbeyli’de 3.5 büyüklüğünde bir zelzele meydana geldiğini duyurdu.

Sarsıntının derinliği 7 kilometre olarak ölçüldü.

AFAD’ın paylaşımı şu formda:

#DEPREM
Büyüklük:3.5 (Ml)
Yer:Tufanbeyli (Adana)
Tarih:2024-10-06
Saat:00:53:51 TSİ
Enlem:38.26806 N
Boylam:36.36833 E
Derinlik:7 km
Detay:https://t.co/DehCSHZPj9@afadbaskanlik @trthaber @anadoluajansi

— AFAD Deprem (@DepremDairesi) October 5, 2024

Hakkında yakalama kararı bulunan ve sığındığı Dubai’de ‘dijital tecrit’ altında tutulan suç örgütü lideri Sedat Peker, aylar sonra toplumsal medya hesabından yeni bir paylaşım yaparak eski konuşmalarını yine yayımladı.

Sessizliğini, İstanbul Beyoğlu’nda sokakta yürüyen İ.A. (25) isimli bayana yaklaşarak cinsel atakta bulunan iki şahıs için bozan Peker paylaştığı gönderiye şu notu düştü:

“İstanbul’un göbeği Beyoğlu’nda bir genç kızı köşeye sıkıştırıp taciz eden sapıklar özgür bırakılıyor.

Tacizci, tecavüzcü köpeklere uygulanması gereken tek tarife; REİS SEDAT PEKER adaletidir!”

Paylaştığı görüntüde ise Peker’in, “Biz, oburunun kızının namusunu kendi namusumuz üzere kabul ederiz, tecavüz olmaz, olamaz!” sözleri yer aldı.

NE OLMUŞTU?

İstanbul Beyoğlu’nda, 29 Eylül sabahı, saat 05.30 sıralarında sokakta yürüyen İ.A. (25) isimli bayana iki kişi yaklaşarak cinsel hücumda bulunmuştu.

Saldırının akabinde şüpheliler Semir Tarhan ile Ömer Mevzu yakalanarak gözaltına alınmıştı. Savcılığın talimatı ile tabirleri alınan iki kuşkulu hür bırakılmıştı.

Olay anına ilişkin manzaralarının ortaya çıkması üzerine haklarında yine gözaltı kararı çıkmıştı. 

Gözaltına alınan Semir Tarhan ile Ömer Bahis, sözlerinin akabinde adliyeye sevk edilmişti. Tutuklanan iki kuşkulu, süreçlerin akabinde cezaevine gönderilmişti.

Edirnekapı’da surlardan atlayarak intihar eden Semih Çelik’in (19) intihar etmeden evvel Eyüpsultan’da vahşice katlettiği Ayşenur Halil’in okuduğu üniversite ortaya çıktı.

Ayşenur’un öğrencisi olduğu Medipol Üniversitesi toplumsal medya hesabından bir taziye iletisi yayımladı.

Paylaşımda, “Eyüpsultan’da canice bir olay sonucu hayatını kaybeden Medya ve Görsel Sanatlar Kısmı 2. sınıf öğrencimiz Ayşenur Halil’in vefatı hepimizi derinden üzdü. Hayatının baharındaki öğrencimizi trajik bir formda kaybetmek, tüm Türkiye’yi olduğu üzere bizi de dehşete düşürdü” ifadeleri kullanıldı.

Eyüpsultan’da canice bir olay sonucu hayatını kaybeden Medya ve Görsel Sanatlar Bölümü 2. sınıf öğrencimiz Ayşenur Halil’in vefatı hepimizi derinden üzdü. Hayatının baharındaki öğrencimizi trajik bir şekilde kaybetmek, tüm Türkiye’yi olduğu gibi bizi de dehşete düşürdü.

Değerli… pic.twitter.com/FsClaeFDIc

— Medipol Üniversitesi (@medipolunv) October 5, 2024

İsrail’in Gazze’ye yönelik ataklarının ağırlaşmasına münasebet olarak gösterdiği, Hamas öncülüğünde 7 Ekim 2023’te yapılan Aksa Tufanı saldırısının birinci yıl dönümünde Filistin Aksiyon Komitesi’nin davetiyle çok sayıda sivil toplum kuruluşu, Taksim Atatürk Kültür Merkezi önünde toplandı.

DOLMABAHÇE’YE KADAR SLOGANLAR ATARAK YÜRÜDÜLER

Katılımcılar, “Katil İsrail Ortadoğu’dan defol”, “Yıkılsın Siyonist İsrail devleti”, “İsrail ile ticaret Filistin’e ihanet” sloganları atarak “Filistin direnişi kazanacak, soykırımcı İsrail ve hata ortakları yenilecek” pankartıyla Dolmabahçe Sarayı önüne hakikat yürüyüşe geçti. Kimi yürüyüşçüler, Batı Şeria’da İsrail askerlerince katledilen insan hakları savunucusu Ayşenur Ezgi Eygi’nin posterini de taşıdı, Alman Konsolosluğu’nun Gümüşsuyu’ndaki binasının önünden geçerken bir açıklama yaptı.

“EMPERYALİST ÜLKELERİN DEMOKRASİ MASKESİNİ DÜŞÜRMÜŞTÜR”

Konsolosluk önündeki açıklamada şu sözlere yer verildi:

“Bugün Filistin’deki soykırımı destekleyerek, kendi tarihinizden hiçbir ders almadığınız açıkça ortaya çıkıyor. Bugün Filistin’de yaşanan soykırım, dünya halklarını sömüren emperyalist ülkelerin demokrasi maskesini düşürmüştür. Bugün buradan, Filistin halkının sesi olmak için sokağa çıkan binler olarak, başta ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa olmak üzere dünyaya savaş ve vefat saçan emperyalist ülkelere sesleniyoruz ve diyoruz ki: Filistin halkı yalnız değildir, Filistin çabası dünyanın her yerindedir ve Filistin halkının dostları her yerde karşınıza dikilecektir

“SLOGANDAN KORKULUYOR”

Almanya bugün, Filistin halkının en legal talebi olan, kendi tarihî toprağına geri dönüş hakkını temsil eden ve Filistin özgürlük uğraşının sembolü olan Irmaktan Denize Özgür Filistin sloganından büyük bir kaygı yaşıyor. Bu sloganı yasaklıyor ve yasaklama münasebeti olarak kendi karanlık tarihinin kesimi olan Yahudi düşmanlığını öne sürüyor. Tekrar sesleniyoruz: Baskılarınızla Filistin halkı gayretini ve yasal haklarını bastıramazsınız.”

“İSTİHBARAT DAYANAĞI VERİLİYOR”

Dolmabahçe Sarayı önünde son bulan yürüyüşün akabinde Filistin Aksiyon Komitesi ismine açıklamayı okuyan Gülyeter Aktepe, İsrail’in Filistin’e yönelik soykırım sürecinin en şiddetli devrinde Türkiye’nin, İsrail’e çelik, kimyasal hususlar ve yakıt üzere stratejik ham unsurları temin ettiğini belirterek, halkın yansısı üzerine hükümetin geri adım atmak zorunda kaldığını, fakat Türkiye’nin hala İsrail’e petrol ve elektrik sağladığını söz etti.

Aktepe, “Bu utanç yetmiyor, Türkiye gösteriş için katıldığı Güney Afrika’nın açtığı soykırım davasında Milletlerarası Adalet Divan’ının önlem kararına karşın, hala kendi topraklarındaki askeri üsler yoluyla işgal devletine istihbarat takviyesi veriyor” dedi.

“MÜCADELEDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ”

Gülyeter Aktepe şöyle konuştu:

“Tüm bunlara karşılık Filistin halkının yanında durmanın bir onur olduğunu gören kurumlar ve bireyler olarak, Türkiye’nin işgal devletiyle kurduğu askeri, ticari, diplomatik tüm münasebetlerin kesilmesi için, işgal ve soykırımdan para kazanan şirketlerden hesap sorulması için yürüttüğümüz gayretimizden vazgeçmeyeceğiz.

“İSRAİL İLE OLAN TÜM MÜNASEBETLER KESİLSİN”

Soykırıma İsrail’i kınamak ve hamaset dolu nutuklar yetmez; bugün Filistin halkına verilebilecek en değerli takviye; İsrail ile tüm askeri mutabakatların feshedilmesi ve askeri ambargo uygulanması, Özgür Ticaret Anlaşması’nın feshedilmesi ve tüm ticaret yollarının Siyonist rejime kapatılması, diplomatik bağların büsbütün kesilmesi, işgal devleti İsrail’deki tüm yatırımların geri çekilmesi ve işgal devletini tecrit etmekten geçiyor. Filistin direnişinden aldığımız ilhamla, Filistin ırmaktan denize özgür olana dek’ uğraşımıza devam edeceğiz. Zafer Filistin halkının özgürlük Filistin toprağının olacaktır.”

Kan donduran olay, dün İstanbul’da yaşanmıştı.

Eyüpsultan’da ruhsal problemleri olduğu öğrenilen Semih Çelik (19), kendi meskeninde 15.30 sıralarında Ayşenur Halil’i daha sonra 16.00 sıralarında ise Fatih Edirnekapı Surları’nda, İkbal Uzuner’i öldürmüş, daha sonra intihar etmişti.

ODASI GÖRÜNTÜLENDİ

Semih Çelik’in odasından çekilmiş fotoğraflar ortaya çıktı.

Çelik’in kitaplığında bir bıçak olduğu görülürken, kanatlarını açmış bayan tablosu dikkat çekti.

Öte yandan Çelik’in kitaplığında “İknanın Psikolojisi”, “Aşkın Yasası Şiddetin Yasası”, “İyinin ve Berbatın Ötesinde”, “İrade Eğitimi” isimli kitaplar olduğu görüldü.

Semih Çelik’in üzerinde haç olan bir nesneyi duvarına asması da fotoğrafa yansıdı.

Edinilen bilgiye nazaran olay, Kahramanmaraş Bayan Doğum ve Çocuk Hastanesi’nde meydana geldi.

İddiaya nazaran B.G. (45) isimli bayan, elinde pompalı tüfekle hastaneye girdi. Bir süre bağırdıktan sonra hastane çalışanlarını rehin alan bayan, etrafa tehditler savurdu.

İhbar üzerine olay yerine gelen polis takımları, pompalı tüfekli bayanı kısa müddette ikna ederek elindeki tüfeğiyle birlikte yakaladı.

O anlar ise sıhhat çalışanının cep telefonu kamerası ile kaydedildi.

GÖZALTINA ALINDI

Olay sonrası bayan gözaltına alındı. Bayanın birinci tabirinde, intihar edemediği için kendisini öldürtmeye çalıştığını söylediği öğrenildi.

Polisin olay sonrası incelemesi sürüyor.

Türkiye’de dün yaşanan olaylar infial yaratırken İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın sosyal medyada ‘TEKNOFEST’ paylaşımına tepkiler yağmıştı.

CHP’den parti sözcüsü Deniz Yücel, Yerlikaya’yı “İstanbul’da 2 bayan vahşice katledilirken ‘Teknofest’ paylaşımı yapan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’yı derhal istifaya davet ediyorum” sözleri ile istifaya çağırmıştı.

Yerlikaya’nın ‘TEKNOFEST’ paylaşımına 2 bini aşkın yorum gelmiş, toplumsal medyada gündem olmuştu.

1 GÜN SONRA PAYLAŞIM

Gelişmelerin ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından açıklama yaptı. “İstanbul Emniyet Müdürlüğümüzü ziyaret edip, meydana gelen son olaylarla ilgili brifing aldım” diyen Yerlikaya, “Vahşi bir cinayete kurban giden Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner kızlarımıza Allah’tan rahmet, acılı ailelerine başsağlığı diliyorum” sözlerini kullandı.

Yerlikaya’nın paylaşımı şu formda: 

“İstanbul Emniyet Müdürlüğümüzü ziyaret edip, meydana gelen son olaylarla ilgili brifing aldım. İçişleri Bakanlığı olarak en temel prensibimiz ülkemizin huzurudur.  Ülkemizin huzurunun temeli de bayan temel hak ve özgürlüklerinden, bayana şiddete sıfır toleranstan geçer. 

Kadınlara şiddet uygulamaya kalkanlara, onların huzuruna kast edenlere rahat nefes aldırmayacağız. Jandarmamızla, Emniyetimizle, Kıyı Güvenliğimizle huzurun teminatı olmaya devam edeceğiz. Bu maksatla İstanbul’un huzur ve güvenliği için gece ve gündüz takım sayılarımızı artırdık, arttırmaya devam ediyoruz.

2024 yılının birinci yarısında İstanbul Emniyetimize katılan işçi ve araç desteği sonrası İstanbul’da; İşçi sayımızı yaklaşık 7 bin artırdık. Gündüz ve gece takım sayımızı iki katına çıkardık. Son olarak yeniden bu devir İstanbul Emniyetimize 2 bin 380 işçi ve 174 araç daha verdik. Artan işçi sayımız; gece ve gündüz grup sayımız mahalle mahalle, sokak sokak kentlerimizin huzur ve güvenliğini tesis etmek içindir. Emniyet güçlerimiz her an Milletimizin buyruğunda ve hizmetindedir.

Aziz Milletimiz emin olsun: Huzurumuza kast edenlerle, hata odaklarıyla çabamızı gece gündüz demeden yılın 365 günü sürdürüyoruz ve sürdürmeye devam edeceğiz.

Vahşi bir cinayete kurban giden Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner kızlarımıza Allah’tan rahmet, acılı ailelerine başsağlığı diliyorum. Beyoğlu’nda iki şahıs tarafından tacız edilen kızımıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.”

İstanbul Emniyet Müdürlüğümüzü ziyaret edip, meydana gelen son olaylarla ilgili brifing aldım.

İçişleri Bakanlığı olarak en temel ilkemiz ülkemizin huzurudur.

Ülkemizin huzurunun temeli de kadın temel hak ve özgürlüklerinden, kadına şiddete sıfır toleranstan geçer.

Kadınlara… pic.twitter.com/jMfFQoih0z

— Ali Yerlikaya (@AliYerlikaya) October 5, 2024

Şişli Vali Konağı Caddesi’nde iki küme ortasında şimdi belirlenemeyen bir nedenle silahlı arbede çıktı.

Kavga sırasında 4 kişi silahla yaralandı.

İhbar üzerine polis ve sıhhat takımları sevk edildi.

Yaralılar, olay yerindeki birinci müdahalenin akabinde ambulansla hastaneye götürüldü.

Çevrede geniş güvenlik tedbiri alan polis gruplarının çalışmaları sürüyor.

Eyüpsultan ve Fatih’te Ayşenur Halil ile İkbal Uzuner’i öldürdükten sonra Edirnekapı’da surlardan atlayarak intihar eden Çelik için Kilyos Mezarlığı’nda, ailesinden 3 kişinin iştirakiyle cenaze namazı kılındığı öğrenildi.

Çelik, namazın akabinde toprağa verildi.

Mezarda Semih Çelik’in isminin yazılı olmadığı görüldü.

Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Menteşe Belediyesi’nin konut sahipliğinde düzenlenen ödül merasimine, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Lideri Alev Coşkun, Cumhuriyet Vakfı Genel Sekreteri ve müellifimiz Işık Kansu, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Karaören, Muharrirlerimiz Miyase İlknur, Altan Öymen, Örsan Öymen, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Menteşe Belediye Lideri Gonca Köksal ve mükafatlarını almak üzere edebiyat dünyasının usta kalemleri ile çizerleri katıldı.

Seçici heyetlerin değerlendirmesi sonucunda yarışan 248 yapıttan hikaye, roman, şiir, toplumsal bilimler ve karikatür alanlarında verilen mükafatların kazananlarına ödül merasiminde plaket takdim edildi. 

KAZANAN MÜELLİF VE ÇİZERLERE PLAKET TAKDİM EDİLDİ

Roman kolunda kazanan Hidayet Karakuş’un “Bana Bir Resmini Yolla” adlı kitabı oldu. Karakuş’a ödülünü Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal takdim etti. Karakuş, “79’uncusu verilen Yunus Nadi mükafatını alırken ben de 79 yaşındayım. Cumhuriyetle var olduk, Cumhuriyetle var olmaya devam edeceğiz. Çok teşekkür ederim” dedi. 

Öykü kısmında kazanan Emrah Öztürk’ün “Evine Dönemeyen Adam” isimli yapıtı oldu. Öztürk’e mükafatını Muğla Büyükşehir Belediye Belediye Başkanı Ahmet Aras takdim etti. Öztürk “Bu mükafatı almak benim için gururdur. Heyete, Cumhuriyet gazetesine ve her vakit yanımda olan eşime teşekkürler” tabirlerini kullandı. 

Karikatür kısmında Cem Koç’un “Adalet” bahisli yapıtı mükafata layık görüldü. Mükafatı Koç’a Yunus Nadi Seçili Kurulu Üyesi ve Karikatürcüler Derneği Başkanı Metin Peker, takdim etti. Cumhuriyet gazetesinin niyet ve sanat hayatında kıymetli bir yer tuttuğunu belirten Koç, “Karikatüre başlamamda Cumhuriyet’in çok büyük bir tesiri vardır. Bu mükafatı almaktan ötürü son derece gururluyum” diye konuştu. 

Şiir kolunda Elçin Sevgi Suçin’in “51. Bölge” isimli yapıtı mükafata layık görüldü. Suçin’e mükafatını Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mine Esen takdim etti. Suçin, mükafatını aldıktan sonra şunları söyledi:

 “Bağımsız haberciliğe büyük emek vermiş olan Cumhuriyet gazetesinin kurucusu ismine verilen bu mükafata beni layık gören herkese teşekkür ederim. Burada şiir ismine sizlerle birlikte olmaktan memnunum.”

Sosyal Bilimler Araştırması kolunda ise bu yıl ödül iki eser ortasında paylaştırıldı. Sercan Ünsal’ın “Köy Enstitüleri-Kırsal Kalkınma ve Sıhhat Kolu (Cilt I-II)” ve Hilmi Uysal, Mualla Aksu ve Pakize Türkoğlu’nun çalışması “Sağlık Ekseniyle Köy Enstitüleri-Sağlık Eğitimiyle Canlandırılacak Köy” isimli eserler mükafata layık görüldü. Sercan Ünsal mükafatını gazetemiz muharriri Altan Öymen’den takdim aldı. Bir öbür yapıtın ödül sahipleri Hilmi Uysal, Mualla Aksu ve annesi Pakize Türkoğlu ismine mükafatı kabul eden Gürcan Türkoğlu, ise mükafatlarını Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Karaören’den takdim aldı. Köy Enstitüleri’nin hem geçmiş hem de gelecek için epeyce kıymetli olduğunu vurgulayan Uysal ve Aksu, bilhassa sıhhat alanında Köy Enstitüleri’nin unutulmaması ve anlaşılması için bu çalışmayı yapmaktan memnun olduklarını belirttiler. 

“MUĞLA’NIN KUVAYI MİLLİYECİ EVLADI YUNUS NADİ”

Cumhuriyet Gazetesi’nin kuruluşunu bahis alan belgeselin gösterimiyle başlayan merasim, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Lideri Alev Coşkun’un açılış konuşmasıyla sürdü. 

Yunus Nadi Ödülleri’nin birinci sefer İstanbul dışında verildiğini vurgulayan Coşkun, daveti için Muğla Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ahmet Aras’a teşekkür etti.

“Yunus Nadi Yenigün Gazetesi dağıtıldıktan sonra Ankara’ya geçiyor. İstanbul’da Yenigün’ü basan matbaayı Kuvayı Milliyeciler modül parça Ankara’ya taşıyorlar. Yıkık bir hanın bodrum katında kesimler birleştiriliyor, gazete çıkmaya başlıyor. Bu gazetenin ismine Yunus Nadi, ‘Anadolu’da Yenigün’ diyor. Yunus Nadi Ankara’da bir taraftan gazetesini çıkarırken tıpkı vakitte milletvekili. Milletvekili olarak, Atatürk’ün en yakın arkadaşı olarak bu büyük çabaya katılıyor. 29 Ekim’de Cumhuriyet ilan edildiği gün Anayasa Komisyonu Başkanı Yunus Nadi kürsüde cumhuriyeti takdim ediyordu. Kuvayı Milliyeci Muğla’nın Kuvayı Milliyeci evladı Yunus Nadi’nin ismine düzenlenen mükafatları Muğla’ya getirmekle çok manalı bir iş yaptık” dedi.

Cumhuriyet Gazetesi’nin Türkiye’nin en esaslı gazetesi olduğunun altını çizen Coşkun, “Cumhuriyet gazetesi çabasına yılmadan devam edecektir. Gazetemiz 100 yıllık lakin ihtiyar değil, ebediyen atılımcı hep çağdaş. Dünyanın en esaslı kurumları en emniyetli internet gazetesi olarak Cumhuriyet’i seçti” tabirlerini kullandı. 

“AYDINLANMADA KÖŞE TAŞI CUMHURİYET GAZETESİ”

Törene konut sahipliği yapan Menteşe Belediyesi’nin Belediye Başkanı Gonca Köksal ise şunları kaydetti:

“Sizleri Muğla’nın kalbi Menteşe’de ağırlamaktan gurur duyuyoruz. Bu ödül merasimi kentimizin kültür ve sanat ömrü için değerli bir adım. Ulu Başkan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yakın arkadaşlarından Yunus Nadi tarafından kurulan, ulusal bağımsızlık savaşımızla eş vakitli bir tarihe sahip Cumhuriyet Gazetesi, Yunus Nadi’nin vizyonu doğrultusunda sadece bir haber kaynağı olmanın ötesine geçerek Türkiye’nin aydınlanma ve çağdaşlaşma sürecinde çok değerli bir köşe taşı olmuştur. Türkiye’nin basın özgürlüğü ve demokrasi uğraşında maalesef pek çok atağa maruz kaldı. Bu çabayı veren ve bu uğurda kaybettiğimiz Ahmet Taner Kışlalı, Çetin Emeç, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu’yu ve Onat Kutlar’ı hürmetle anıyorum. Bir Cumhuriyet kadını, bir belediye başkanı ve Cumhuriyet okuru olarak güzel ki Cumhuriyet gazetesi var demek istiyorum. Hem ısrarlı daveti hem de tertipteki emeği için Büyükşehir Belediye Liderimiz sayın Ahmet Aras’a çok teşekkür ediyorum.”

“GELECEK JENERASYONLAR YUNUS NADİ’Yİ TANIMALI”

Muğla Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ahmet Aras, İstanbul’da Ali Sirmen’in cenazesine katılmak için geldiği sırada, Alev Coşkun’a Yunus Nadi Ödülleri’ni Muğla’da düzenlemeyi teklif ettiğini ve bu bahiste ısrarcı olduğunu belirtti. 

Aras, “Yunus Nadi bizim topraklarımızın evladı. Burada Nadi’nin isminin yaşatılabilmesi için, genç kuşakların onu tanıyabilmesi için neler yapabileceğimizi düşünürken bu türlü bir proje ile sayın Alev Coşkun’a gittim. Cumhuriyet Vakfı’nın bunu kabul etmesi bizim için çok değerli bir müsaade. Coğrafyalar evlatlarıyla var olmuştur. Geçmişten günümüze bize rehberlik eden büyüklerimizi unutamayız. Muğla’nın hem mahallî basın tarihi kadim bir tarih hem de büyük basın duayenleri yetiştirmiş. Konuklarımıza çok teşekkür ediyorum. Amacımız Muğla’yı bir dünya kenti yapmak.”