Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulan 10. Yargı Paketi, LGBTİ+ bireylerin yaşam haklarını kısıtlayan ve cezai yaptırımları artıran düzenlemeler içeriyor. Taslak, cinsiyet değiştirme sürecini zorlaştırırken, aynı cinsiyetten bireylerin düzenlediği nişan ve düğün törenlerini suç kapsamına alıyor.
Cinsiyet Değiştirme Sürecine Yeni Engeller
Mevcut yasalara göre, cinsiyet değiştirme için mahkeme kararı ve sağlık raporu gerekmekteydi. Ancak yeni düzenleme ile bu süreç daha da karmaşık hale geliyor. Artık, cinsiyet değiştirmek isteyen bireylerin, Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen tam teşekküllü bir eğitim ve araştırma hastanesinden, en az üçer ay aralıklarla yapılan dört değerlendirme sonucunda alınan resmi sağlık kurulu raporunu sunmaları gerekiyor. Ayrıca, bu kişilerin “üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun” olduklarını belgelendirmeleri şart koşuluyor.

Dahası, cinsiyet değiştirme yaşı 18’den 25’e yükseltiliyor. Bu durum, genç LGBTİ+ bireylerin kimliklerini ifade etmelerini daha da zorlaştırıyor.
İzinsiz Cinsiyet Değişikliğine Hapis Cezası
Taslak, izinsiz cinsiyet değişikliği yapan bireyler ve bu işlemi gerçekleştiren sağlık personeli için ağır cezalar öngörüyor. Buna göre, izinsiz cinsiyet değiştirme ameliyatı yapan doktorlara 3 yıldan 7 yıla kadar hapis ve bin günden on bin güne kadar adli para cezası verilecek. Eğer bu müdahale çocuklara yapılırsa veya yetkili olmayan kişiler tarafından gerçekleştirilirse, ceza 6 yıldan 14 yıla kadar çıkabilecek. Ayrıca, izinsiz cinsiyet değiştiren bireyler de bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalacak.
Aynı Cinsiyetten Bireylerin Törenleri Suç Sayılacak
Yeni düzenleme, aynı cinsiyetten bireylerin kendi aralarında düzenlediği nişan ve düğün törenlerini de hedef alıyor. Bu tür törenler, “ahlaka aykırı davranış” kapsamında değerlendirilerek suç sayılacak. Buna göre, aynı cinsiyetten bireylerin nişan veya evlenme töreni yapmaları halinde, bir yıl altı aydan dört yıla kadar hapis cezası verilecek.
Ayrıca, Türk Ceza Kanunu’nun 225. maddesinde yapılan değişiklikle, “doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışta bulunan ya da bulunmayı alenen teşvik eden, öven veya özendiren” kişilere bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.

Toplumsal Tepkiler ve Hukuki Endişeler
Bu düzenlemeler, insan hakları savunucuları ve hukukçular tarafından ciddi eleştirilere maruz kalıyor. Uzmanlar, LGBTİ+ bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiğini, bu tür yasaların ayrımcılığı ve nefret söylemini körüklediğini belirtiyor. Ayrıca, bu düzenlemelerin uluslararası insan hakları sözleşmeleriyle de çeliştiği ifade ediliyor.
Avukat İlke Işık, bu tür yasaların LGBTİ+ bireyleri hedef aldığını ve onların yaşam alanlarını daralttığını belirtiyor. Ayrıca, bu düzenlemelerin toplumsal kutuplaşmayı artırabileceği ve bireylerin psikolojik sağlığını olumsuz etkileyebileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
Sonuç ve Değerlendirme
10. Yargı Paketi, LGBTİ+ bireylerin yaşam haklarını kısıtlayan ve onları cezai yaptırımlarla karşı karşıya bırakan düzenlemeler içeriyor. Bu tür yasaların, toplumsal barışı ve bireysel özgürlükleri tehdit ettiği, ayrıca uluslararası insan hakları standartlarıyla da uyumlu olmadığı belirtiliyor. Toplumun tüm kesimlerinin bu düzenlemelere karşı duyarlı olması ve hak temelli bir yaklaşım benimsemesi gerektiği vurgulanıyor.