1 Mayıs İşçi Bayramı yaklaşırken, Türkiye genelinde tansiyon yükseliyor. İzmir’de sabah saatlerinde gerçekleşen operasyonlar, sosyal ve siyasi çevrelerde büyük yankı uyandırdı. Emek ve demokrasi mücadelesi yürüten kesimlere yönelik düzenlenen bu operasyonlar kapsamında çok sayıda kişi gözaltına alındı.
Üniversiteliler, Sendikacılar ve Parti Üyeleri Gözaltında
Operasyonlar kapsamında üniversite öğrencileri, sendika temsilcileri ve sol partilerin üyeleri hedef alındı. Özellikle Emek Partisi, SOL Parti ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyelerinin gözaltına alınması dikkat çekti.
Evrensel’in haberine göre, gözaltına alınan isimler arasında Eğitim Sen İzmir 5 No’lu Şube Başkanı Savaş Candemir ve eşi Gülsen Candemir de bulunuyor. Savaş Candemir, gözaltı bilgisini sosyal medya platformu X üzerinden duyurdu.
1 Mayıs Gözaltıları Sadece İzmir’le Sınırlı Değil
İzmir’de yaşanan gelişmelerin benzeri, geçtiğimiz gün İstanbul’da da yaşandı. İstanbul’da düzenlenen operasyonda Taksim Meydanı’na çağrı yaptıkları gerekçesiyle toplamda 92 kişi gözaltına alındı. Bu durum, 1 Mayıs İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü öncesinde artan baskıları ve devletin yaklaşımını gözler önüne serdi.
Toplumun Geniş Kesimlerinden Tepkiler Geliyor
Gözaltı haberlerinin yayılmasıyla birlikte sosyal medya üzerinden dayanışma mesajları art arda geldi. Özellikle sendikalar, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri, bu operasyonları emek mücadelesine yönelik bir sindirme politikası olarak değerlendiriyor. Yapılan açıklamalarda, gözaltına alınanların derhal serbest bırakılması gerektiği vurgulanıyor.
1 Mayıs’tan Önce Yükselen Baskı ve Gözdağı
Her yıl olduğu gibi bu yıl da 1 Mayıs öncesi, emek ve demokrasi cephesinde örgütlenmeye çalışan bireyler üzerinde yoğun baskılar hissediliyor. Ev baskınları, sabah operasyonları ve keyfi gözaltılar, sadece İzmir ya da İstanbul’la sınırlı değil; Türkiye’nin birçok kentinde benzer tablolar yaşanıyor.
Bu gelişmeler ışığında 1 Mayıs’ta düzenlenecek kitlesel yürüyüş ve mitinglerin, hem katılım hem de güvenlik açısından nasıl şekilleneceği merak konusu. Ancak şimdiden belli olan tek şey var: Emek mücadelesi susturulamaz ve 1 Mayıs’ın ruhu baskılarla yok edilemez.