1 Mayıs İşçi Bayramı gösterileri sırasında Taksim’e yürümek isteyen gruplara yönelik gerçekleşen sert müdahalenin ardından yapılan gözaltıların sayısı ve son durumu netleşmeye başladı. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) tarafından açıklanan verilere göre, İstanbul’da toplam 419 kişi gözaltına alındı. Bunlardan 372’si serbest bırakıldı.
Gözaltına Alınanlar Nerelerde Tutuldu?
Gözaltına alınanların dağılımına bakıldığında, 166 kişi Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’nde, 235 kişi İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nde, ve 9 kişi Şişli Emniyet Müdürlüğü’nde tutuldu. Gözaltına alınanlar arasında dikkat çeken bir diğer detay ise 10 çocuğun ve 11 avukatın da bulunmasıydı. Bu durum, müdahalenin sadece aktivistlerle sınırlı kalmadığını, çok daha geniş bir kitleyi etkilediğini gösteriyor.
Gözaltılar Devam Ediyor: 36 Kişi Hâlâ Tutuluyor
ÇHD’nin yaptığı son açıklamalara göre, gözaltına alınanların büyük bölümü serbest bırakılmış olsa da, halen 36 kişi gözaltında tutuluyor. Bu kişilerin önemli bir kısmının 2 Mayıs itibariyle İstanbul Adliyesi’ne sevk edilmesi bekleniyor. Özellikle çocukların ve hukukçuların da bu süreçte geceyi gözaltında geçirmesi, tepkilerin büyümesine neden oldu.
Hak Örgütlerinden Sert Tepki: “Taksim Yasağı Anayasaya Aykırı”
İnsan hakları örgütleri ve meslek birlikleri, gözaltıların hukuki dayanağını ve Taksim yasağını sert bir dille eleştirdi. Hukukçular, Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kararlarını hatırlatarak, 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasının anayasal bir hak olduğunu vurguladı. Özellikle barışçıl gösteri hakkına yapılan bu müdahalenin, demokratik toplum ilkeleriyle bağdaşmadığı yönünde ortak görüş bildirildi.
1 Mayıs’ın Taksim Mücadelesi Bitmedi
Her yıl tekrarlanan Taksim yasağı, toplumda derin izler bırakıyor. 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyen gruplar, bu sembolik alanın yalnızca bir meydan değil, aynı zamanda emek mücadelesinin simgesi olduğunu vurguluyor. Bu yıl da bu mücadelenin bastırılması, gözaltılarla sonuçlandı. Ancak serbest bırakılan 372 kişi ve onların savunucuları, bu mücadelenin süreceğini ifade ediyor.
Demokratik Haklar İçin Yeni Bir Dönüm Noktası mı?
Yaşanan bu gelişmeler, Türkiye’deki ifade özgürlüğü ve toplanma hakkı tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Hukukçular, 1 Mayıs sürecinde yaşananların yalnızca bir güvenlik meselesi değil, aynı zamanda anayasal bir mesele olduğunun altını çiziyor. Özellikle 10 çocuğun gözaltına alınmış olması, bu sürecin toplumsal vicdanda nasıl yer edeceği açısından oldukça çarpıcı.